11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14281 Karar No: 2018/5538 Karar Tarihi: 20.09.2018
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/14281 Esas 2018/5538 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2016/14281 E. , 2018/5538 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 03.05.2016 tarih ve 2015/58-2016/349 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının tahsil cirosuyla davalı bankaya teslim ettiği çeklerin davalı banka elinde iken kaybolduğunu, davalı bankanın kaybolan çekler için aldığı zayi belgesini taraflarına ulaştırmasından sonra çek keşidecileri ile görüşerek bir kısım çekleri tahsil ettiğini ancak davalı elinde iken kaybolan ve hakkında zayi kararı verilen 03.07.2012 düzenleme tarihli, muhatabı ... Bankası ... Şubesi ve keşidecisi dava dışı ... İnş. Ltd. Şti. olan 10.500 TL tutarlı çekin müvekkili tarafından tahsil edilemediğini, çek keşidecisi hakkında başlatılan icra takibinin de sonuçsuz kaldığını, davalı bankanın müvekkili zararından sorumlu olduğunu ileri sürerek, çek bedeli olan 10.500 TL ile 207,25 TL icra takip masrafının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı keşidecinin mal varlığının bulunmaması ile davalı bankanın sorumluluğu arasında illiyet bağının kurulamayacağını, çekin tahsil edilememesinin davacının kusurundan kaynaklandığını zira çekin keşide tarihiyle takip tarihi arasında yaklaşık 8 aylık bir sürenin bulunduğunu, davacının, dava konusu çek için mahkemece verilen ödemeden men kararına rağmen ihtiyati haciz talep edebileceğini ancak davacının kendi iradesiyle bu yola başvurmadığını, davacının keşideci aleyhine başlattığı takibe konu borcu tahsil amacıyla gereken her şeyi yaptığını ispat etmesi gerektiğini, davalı bankanın üzerine düşen sorumluluğun gereğini yaptığını ve kayıp çekler için mahkemeye başvurduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, keşidecinin, çekin ibraz tarihi ile takip arasında mal varlığı bulunup bulunmadığı hususunun ilgili yerlere müzekkereler yazılarak araştırıldığı, yapılan araştırma neticesinde keşidecinin çek tarihi ve sonrası itibariyle taşınır ve taşınmaz mal varlığı bulunduğunun tespit edildiği, keşidecinin elinde bulunan mal varlığını belirtilen dönemler arasında elinden çıkardığına dair kesin bir bilgi bulunmasa da bu hususta ispat yükünün davacıda olduğu ancak davacının bu hususu ispata yarar bir delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.