Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/14752
Karar No: 2018/5542
Karar Tarihi: 18.06.2018

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/14752 Esas 2018/5542 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Karara göre, sanık resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla mahkum edilmiştir. Ancak Yargıtay, mahkemenin kararında açıklama eksikliği ve çelişki tespit etmiştir. İlk olarak, resmi belgede sahtecilik suçunun belgenin varlığına değil, hukuki hüküm ifade eden yazıyı içermesine bağlı olduğu ve araç plakalarının da resmi belge olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. İkinci olarak, suça konu sahte plakaların mühürsüz olmasının suç oluşturup oluşturmayacağı konusunda çelişki yaratıldığına dikkat çekilmiştir. Son olarak, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 5271 sayılı CMK'nın 231/8-son cümlesi
- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 34/1, 230, 232 ve 289. maddeleri
- 5237 sayılı TCK'nın 204. ve 53. maddeleri
- 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 30. maddesi
- 09.09.2011 gün ve 28049 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmeliğin 3. maddesi
- 5320 sayılı Kan
11. Ceza Dairesi         2017/14752 E.  ,  2018/5542 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    5271 sayılı CMK’nın 231/8-son cümlesi hükmü uyarınca, 08.08.2005 olan suç tarihinden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 03.01.2011 tarihine kadar bazı kesintilerle, her seferinde yeniden başlayan dava zamanaşımı süresinin işlediği, bu tarihten sonra denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle ihbar üzerine dosyanın yeniden ele alındığı, böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 03.01.2011‘den itibaren deneme süresi içinde işlenen ikinci suç tarihi olan 10.07.2015‘e kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
    1-Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 34/1, 230, 232 ve 289. maddeleri gereğince mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay"ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, Anayasa ve 5271 sayılı Kanun"un amir hükümlerine aykırı şekilde; hükmün gerekçe kısmında başlangıçta, “...iddianame ile 34 FBU 84 plakalarının mühürsüz olup bu haliyle iğfal kabiliyetine haiz bulunduğu iddia edilmiş ise de Yargıtay uygulamalarına göre bir araca başka bir aracın plakalarının takılması durumunda atılı resmi evrakta sahtecilik suçunun oluşmayacağı , eylemin idari kabahat niteliğinde olacağı gibi mühürsüz fakat orjinal bir plakanın takılması halinde yine idari kabahat eyleminin oluşacağı belirtilmekte ve mahkememizce de bilinmektedir“ denildiği halde; devamında, “...yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; suç tarihinde mağduru olduğu adam öldürme ve yaralama olayı sırasında kullandığı 34 FBU 84 plaka sayılı otonun ele geçirilip, plakaları tetkik edildiğinde trafik plakaları üzerinde trafik mühür izlerinin bulunmadığının anlaşıldığı madeni oto plakalarının araçta takılı olduğu vaziyette iken mühür izleri eksikliğinin ilk bakışta ve nazarda kolaylıkla anlaşılamayacağı ve sahteciliğin iğfal kabiliyetine haiz olduğu bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinden bahisle makememizce 07.12.2007 tarih 2005/1133 esas 2007/847 sayılı kararı ile sanığın mahkumiyetine dair karar verilmiş“ denilmek suretiyle eylemin suç oluşturup oluşturmadığı konusunda çelişki oluşturularak hükmün karıştırılması,
    2-Resmi belgede sahtecilik suçlarının konusunu oluşturan belgenin, taşınabilen bir şey üzerine yazılıp da hukuki hüküm ifade eden bir olayı kanıtlamaya yarayan yazı olduğu, 5237 sayılı TCK"nın 204. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, belgenin varlığının kabulü için yazılı kağıdın bulunmasının zorunlu olmadığı, bir metal levha üzerine yazı yazılması halinde de diğer unsurların varlığı durumunda, belgeden söz edilebileceği, bu bakımdan araç plakalarının da resmi belge olarak kabulü gerekeceği cihetle, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü‘nün 08.08.2005 tarihli ekspertiz raporu ve mahkemenin 29.05.2007 tarihli duruşmadaki gözleminde, suça konu 34 FBU 84 sayılı sahte plakalarda herhangi bir soğuk mühür izinin bulunmadığının tespit edilmesi, suç tarihinde yürürlükte bulunan 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 30. maddesine göre; tescil plakalarında, işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının, anılan maddede 09.09.2011 gün ve 28049 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan yönetmeliğin 3. maddesiyle yapılan değişiklikle de bu tarihten itibaren yalnızca tescil kuruluşunun mührünün bulunmasının zorunlu olduğunun hüküm altına alınması, bu şekilde suça konu plakaların resmi belge niteliğini kazanabilmesi için üzerinde mührün varlığının zorunlu olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın unsurları oluşmayan suçtan beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    3-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi