Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12012 Esas 2020/5365 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/12012
Karar No: 2020/5365
Karar Tarihi: 20.10.2020

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12012 Esas 2020/5365 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hükümde, sanık trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkum edildi. Sanık ve mahalli Cumhuriyet savcısı temyiz talebinde bulundu. Temyiz incelemesinde, sanığın hükmü öğrenmesine rağmen yasal sürenin geçmesinden sonra temyiz talebinde bulunduğu belirlendi ve temyiz talebi reddedildi. Mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz talebi esas alındığında, suçun trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu olduğu, temel ceza miktarının \"üç aydan iki yıla kadar hapis cezası\" olduğu ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümediği ve sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi gerektiği belirlendi. TCK'nın 179, 62, 58/6. maddeleri hükümlerine göre mahkumiyet kararı verildi.
12. Ceza Dairesi         2019/12012 E.  ,  2020/5365 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
    Hüküm : TCK"nın 179, 62, 58/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    A.Sanığın temyiz talebine yönelik yapılan incelemede;
    Sanığın yokluğunda verilen hükmün sanığın kovuşturma aşamasında bildirdiği en son adresine 17.05.2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanığın da hükmü CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 01.07.2016 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin isteme uygun olarak REDDİNE,
    B. Mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz talebine yönelik yapılan incelemede;
    Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 179. maddesinin 2-3. maddesinde düzenlenen ""trafik güvenliğini tehlikeye sokma"" suçuna ilişkin olduğu , trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK"nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ""olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü ""başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü.."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişiklerin ise derhal uygulanması gereklemekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasınına göre; ""mahkumiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nn 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü yönünden ""yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
    Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, 20.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.