3. Hukuk Dairesi 2018/347 E. , 2018/3016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davalının kiracı olarak bulunduğu dava konusu taşınmazların 1/3 hissesini davacılardan ..."un 12.02.2015 tarihinde satın aldığını, kiralanana ihtiyacı olduğunu 03.03.2015 tarihli ihtarname ile davalıya bildirdiği halde davalının tahliyeye yanaşmadığını belirterek kiralananlardan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 01.01.2013 tarihli olduğu ve davanın uzayan dönem sonu 01.01.2016 dan önce 23.10.2015 tarihinde süresinden önce açıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK.’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. Davanın altı ayın sonunda hemen açılması şart olmayıp sözleşme sonuna kadar açılması mümkündür. Ancak edinmeyi izleyen bir ay içerisinde bildirimin tebliği zorunlu olup bunun sonradan giderilmesi mümkün değildir. Açılacak davada tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın varlığının kanıtlanması gerekir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
İhtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak davalarda dava hakkı kural olarak kiralayana aittir. Ancak kiralayan durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanabilir.
Somut olayda; önceki malikler ile davalı arasında 01.01.2013 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı ile önceki malikler arasındaki kira sözleşmesinde kararlaştırılan sürenin davanın açıldığı tarihe nazaran dolmadığı; Ancak, satın alma ve ihtiyaç nedeni ile tahliye davasında ise dava konusu kiralananın davacılardan ... tarafından 12.02.2015 tarihinde satın alındığı, satın almayı bildiren ihtarnamenin ise 04.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda 23.10.2015 tarihinde açılan davanın ise süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, dosyada bulunan tapu kayıtlarından, davacıların dava konusu taşınmazlarda 1/4 oranında paydaş oldukları ve davacılardan ..."un payı üzerinde ... ait intifa hakkı bulunduğu görülmektedir. Bu durumda pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadığından, davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil ise de sonucu itibariyle doğru olan redde ilişkin hüküm yönünden yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, gerekçenin düzeltilerek onanması HUMK 438/7.maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme ilamının gerekçe kısmında yer alan "... yeni kira döneminin 01/01/2015 tarihinde başladığı, ihtiyaç ihtarnamesinin ise 04/03/2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davanın da 23/10/2015 tarihinde açıldığı, ancak ihtiyaç nedenine dayalı tahliye davasının kira döneminin bitimindan itibaren bir ay içinde açılması gerektiği, buna göre davanın süresinde açılmadığı anlaşıldığından.. " ifadesi gerekçe kısmından çıkartılarak yerine " ...pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadığından davanın reddine " ifadesinin yazılması suretiyle hükmün gerekçesinin düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6.70 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.