12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/9169 Karar No: 2017/1107 Karar Tarihi: 26.01.2017
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/9169 Esas 2017/1107 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2016/9169 E. , 2017/1107 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Borçlu....’nün temyiz itirazlarının incelenmesinde, Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre adı geçen borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE; 2- Borçlu ...’nün temyiz itirazlarına gelince; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takibe karşı, avalist konumundaki borçlunun, icra mahkemesine yaptığı başvuruda; imzaya itiraz ederek takibin durdurulmasını ve ayrıca tazminata hükmedilmesini talep ettiği, mahkemece imzaya itirazın kabulüne, ancak tazminat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İcra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, İİK"nun 170/4. maddesinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ve %10 oranında para cezasından sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, takip dayanağı olan bonoda alacaklının lehtar olup, borçlunun ise avalist olduğu görülmektedir. Bu durumda, lehtar ile imzaya itirazı kabul edilen avalist doğrudan ilişki içinde olduğundan, lehtar, avalist imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzanın, borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı, borçluya karşı başlattığı takipte, en azından ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerekir. O halde mahkemece, alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu yöndeki istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu ...’nün temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.