Hukuk Genel Kurulu 2013/218 E. , 2014/152 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2012
NUMARASI : 2010/219 E-2012/133 K.
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın reddine dair verilen 16.12.2008 gün ve 2006/35 E.-2008/399 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 22.12.2009 gün ve 2009/14444 E-2009/15185 sayılı ilamı ile;
(...Davacı avukat olduğunu, 22.04.2004 tarihli sözleşme ile davalıya hukuk müşavirliği hizmeti verdiğini, icra takip dosyalarını ve hukuk davalarını takip ettiğini, davalının takibe konu icra dosyalarından bir kısmının borçlularıyla anlaşıp, sulh olduğunu, dosya alacaklarını haricen tahsil etmesine rağmen vekalet ücretini ve karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti alacağını ödemediğini, 5.1.2006 tarihinde ihtarname gönderdiğini, sonuç alamadığını, bundan sonra davalının takip edilen dosyalar yönünden başka bir avukata vekaletname verdiğini, Avukatlık Kanunu 172 maddesi kapsamında davalıya ikinci bir ihtarname gönderip,istifa ettiğini bildirdiğini, muaccel hale gelen tüm icra ve dava dosyaları yönünden karşı tarafa yükletilen ücretler dahil muaccel hale gelen alacakları ve müşavirlik hizmeti alacaklarını istediğini,sonuç alamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle şimdilik takip edilen 3 adet hukuk mahkemesi dosyası, 6 adet icra takip dosyası ve iki aylık müşavirlik hizmeti alacağı yönünden 6.895.22 YTL nın tahsiline karar verilmesini istemiş; 22.04.2008 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile de dava değerini 37.675.56 YTL daha artırarak toplam 43.895.26 YTL nın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, iş adamı olduğunu ve birden fazla avukatının bulunduğunu, avukatlarının karşılıklı olarak muvafakat alınmasına gerek duymaksızın birbirlerinin dava ve icra dosyalarını takip ettiklerini, muvafakat sorunu yaşanmadığını, davacı ile aralarındaki sözleşmede vekalet ücreti ödenmesi için tahsil şartının gerçekleşmesinin gerekmesine rağmen tüm dava ve icra dosyalarının ücretlerinin ve müşavirlik hizmeti alacağının kendisine ödendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Davalının Avukatlık Kanunu"nun 172.maddesine aykırı olarak davacı avukatın rızasını almadan başka bir avukatı görevlendirdiği, aksi yöndeki savunmalarını yazılı delillerle ispatlayamadığı, istifanın haklı nedene dayandığı, davacının talep edilen dava ve takip dosyaları yönünden ücrete hak kazandığı gerekçe gösterilmek ve bilirkişi raporu ile ıslah dilekçesi de gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı bu davasında takip edilen bir kısım icra dosyaları yönünden davalı müvekkilinin dava dışı icra dosyası borçlularıyla anlaşıp alacağını haricen tahsil etmesine rağmen vekalet ücretini ödemediğini, bundan sonra rıza ve muvafakatını almadan başka bir avukata vekalet verdiğini, haklı nedenlerle istifa ettiğini ve tüm dava ve takip dosyaları yönünden ücrete hak kazandığını ileri sürerek talepte bulunmuş; davalı, iş adamı olduğunu ve birden fazla avukatı bulunduğunu,avukatlarının kendi aralarında muvafakat sorunu yaşamadıklarını ve birbirlerinin dava ve icra dosyalarına muvafakata gerek olmaksızın girip çıktıklarını savunmuş, mahkemece ise davalının davacı avukatın muvafakatıyla diğer avukatının işlerini takip ettiğini BK 172 kapsamına ispat edemediği,böylece istifanın haklı nedenlere dayandığı,aralarındaki sözleşmenin sona erdiği,davacının davaya konu dosyalar yönünden ücrete hak kazandığı gerekçe gösterilmek ve bilirkişi raporuyla ıslah dilekçesi kapsamı da dikkate alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysaki getirtilip incelenen Konya 3.İcra Müdürlüğü"nün 2004/740 esas sayılı takip dosyasından davalının başka bir vekili olan Avukat A.. K... ve diğer avukatları tarafından eldeki dosyanın davalısı olan alacaklı S.. K.."ye vekaleten borçlu B... İnş.Aş"ne karşı başlatılan takip sonucu alacağın tahsili ve borçlu adına kayıtlı araçların haczi için Soma İcra Müdürlüğü"ne talimat yazıldığı, Soma İcra Müdürlüğü"nün 2004/101 talimat sayılı dosyasına eldeki davanın davacısı avukatın verdiği tevkil yetkisini havi yetki belgesini ve davalının davacıya verdiği vekaletnamesini sunan dava dışı Avukat O.. G..."in 14.6.2004 tarihinde haczi gerçekleştirdiği ve böylece davalının savunmasına dayanak yaptığı gibi avukatları arasında muvafakat sorunu bulunmadığı, böylece istifasının haklı nedene dayanmadığı anlaşılmaktadır.Kaldı ki davacının 5.1.2006 ve 24.1.2006 tarihli istifanamelerine konu ettiği Ankara 3.İcra Müdürlüğü"nün 2005/3418 ve 2005/4610 esas sayılı dosyaları yönünden eldeki dava da herhangi bir alacak talebi de bulunmamaktadır.Hal böyle olunca davacı avukatın istifasının haksız olduğu kabul edilmeli, Avukatlık Kanunu"nun 174/1 maddesi kapsamında henüz sonuçlanmamış dava ve icra takip dosyaları yönünden davacı avukatın ücrete hak kazanmadığı, istifa tarihinden önce sonuçlanan dava ve takip dosyaları yönünden ücret isteyebileceği hususu da gözetilmek suretiyle bu yönde bilirkişiden rapor alınmalı,bulunacak miktarla sınırlı olarak davanın kabulüne karar verilmelidir. Bu yönlerin göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; vekalet ücret alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemece; davalının Avukatlık Kanunu"nun 172.maddesine aykırı olarak davacı avukatın rızasını almadan başka bir avukatı görevlendirdiği, aksi yöndeki savunmalarını yazılı delillerle ispatlayamadığı, istifanın haklı nedene dayandığı, davacının talep edilen dava ve takip dosyaları yönünden ücrete hak kazandığı gerekçe gösterilmek ve bilirkişi raporu ile ıslah dilekçesi de gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar bozulmuştur.
Mahkemece; önceki gerekçelerle ve ayrıca Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 21.12.2011 gün ve 2010/294-332 E., K. sayılı kararına dayanılmak suretiyle eldeki kararı vermiştir.
Açıklanan maddi olgu, bozma ve direnme kararlarının kapsamları itibariyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Davacı avukatın Konya 3.İcra Müdürlüğünün 2004/740 E.sayılı takip dosyası nedeniyle istifasının haklı olup olmadığı, davacı avukata Ankara 3.İcra Müdürlüğü’nün 2005/3418 E. ve 2005/4610 E.sayılı takip dosyaları nedeniyle alacağa hükmedilip hükmedilmediği; buradan varılacak sonuca göre yeniden bilirkişi raporu alınmasının gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
Ön sorunun konusunu oluşturan olgu şudur:
Mahkemece, 22.12.2009 tarihli bozma ilamından sonra, önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle ve ayrıca, “…bozma ilamına konu davacı tarafından faks mesajı ile Soma İcra Müdürlüğü"nün 2004/101 talimat sayılı dosyasına verilen tevkil yetkisine istinaden Av.O.. G.."in Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesi"nin davalının hükümlülüğü ile sonuçlanan karar gerekçesinde O.. G... tarafından da davacı ile herhangi bir görüşme ve konuşmalarının olmadığı, gönderilen tevkil yetkili yetki belgesinin davacı tarafından gönderilip gönderilmediğinin bilinmediği, Konya"daki başka bir avukatla görüşme nedeniyle Soma İcra Müdürlüğü"ndeki takip dosyasının takip olunduğu, ancak ücret talebi üzerine ücret ödenmemesi nedeniyle işleri bıraktığını bildirmiş olduğundan bozma ilamına konu yetki belgesinin davacı asil tarafından verilmediği kesin olarak anlaşıldığından konunun yeniden temyiz halinde Yargıtay"ca değerlendirilmek üzere bozma öncesi verilen karar gibi hüküm kurulmasına karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır…” denilerek eldeki kararı vermiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. (HUMK.429 mad.)
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak ve gerekçesini değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda ise; mahkemece, ilk kararda, tartışılıp değerlendirilmeyen Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 21.12.2011 gün ve 2010/294-332 E., K. sayılı kesinleşmiş dava dosyasına dayanılarak direnme kararı verilmiş, karar gerekçesinde de bu dosya açıkça belirtilmiştir.
Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozmadan sonra toplanan yeni delile dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi ise, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.