9. Hukuk Dairesi 2015/18431 E. , 2017/21754 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili müvekkilinin; 30.03.2004-21.09.2010 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde ebe/hemşire, enfeksion kontrol hemşiresi ve servis sorumlusu pozisyonlarında çalıştığını, emekliliği hak kazanmış olması sebebi ile iş sözleşmesini kendi isteği ile 21.09.2010 tarihinde sona erdirdiğini, son ücretinin net 1.600,00 TL olduğunu, haftanın 5 günü 10"ar saat, cumartesi günleri 7"şer saat çalıştığını ileri sürerek; kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının asgari ücretle çalıştığını bu durumun imzalı ücret bordroları ile belli olduğunu, davacının SGK"ya başvuru tarihinin 22.11.2010, şirkete başvuru tarihinin ise 21.09.2010 olduğunu ve davacının emeklilik talebinde bulunmadan işten ayrıldığını, davacının kamuya tayin için başvurduğunu, bu tayin çıkınca da gerekli ihbar önelllerini kullanmadan iş sözleşmesini sona erdirdiğini ve herhangi bir alacağı bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Dosya içeriğine göre; davacı işçinin, ücret miktarı ve fazla mesai alacağı bulunup bulunmadığı hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Mahkemece, bu ihtilaf konularına ilişkin olarak toplanan deliller bir değerlendirmeye tabi tutulup tartışılmamış ve herhangi bir gerekçe dahi oluşturulmaksızın bilirkişi raporundaki miktarlar hüküm altına alınmıştır.
Anayasa ve Yasa"nın aradığı anlamda somut olaya uygun ve hukuki denetime de elverişli bir gerekçe oluşturulmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.12.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.