Hukuk Genel Kurulu 2013/596 E. , 2014/150 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/544-2012/625
Taraflar arasındaki “istirdat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 23 Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 20.12.2011 gün ve E:2010/212, K:2011/479 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi"nin 24.05.2012 gün ve 2012/8563-13244 sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili; 2006 Aralık, 2007, 2008 ve 2009 yıllarında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Veteriner Biyokimya Asistanı olarak görev yapan davalının ek ödemelerinin yönetmeliğin Ek-1 sayılı tablosu uyarınca (1,5) tavan ek ödeme katsayısı üzerinden hesaplanması gerekmekteyken (5) tavan ek ödeme katsayısı üzerinden hesaplanması neticesinde 11.876,33 TL fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, alacağın rızaen tahsili sağlanamadığını belirterek, alacağın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Sincan mahkemelerinin yetkili olduğunu, ödemenin hatalı olmadığını, 60 günlük dava açma süresi ve zamanaşımının geçtiğini, davalının hile ve hatasının bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davalının unvanına uygun katsayının olmadığı, en uygun katsayı hesabı ile ödemelerin yapıldığı anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından, davalının veteriner olduğu ve davacı Bakanlık bünyesine “biyokimya ve klinik biyoloji asistanı” unvanı ile 16.11.2006 tarihinde atandığı, veteriner olan davalıya yapılan döner sermaye ödemesinin daha önce bu yolda alınmış bir idari karara ve 209 sayılı yasa uyarınca çıkartılan yönetmeliğin açık hükmüne dayanmadığı, kadrosunun ekli cetvelde sayılan unvanlara uymadığı, bu nedenle aynı cetvelde son satırda gösterilen “tavan ek ödeme tutarına esas katsayı bunların dışında kalan diğer personele 1,5 kat uygulanır ” düzenlemesi uyarınca ödeme yapılması gerektiği halde, 6 yılını doldurmuş pratisyen hekimlere uygulanan “tavan ek ödeme tutarına esas katsayısı olan 5 kat ” ödeme yapılmasının hatadan kaynaklandığı ve hatalı ödemenin iadesi konusunda davalıya ihtarname gönderildiği anlaşılmaktadır.
HGK"nun 05.12.1984 tarih, 1982/13-387 E-1984/997 K.sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin idare tarafından BK"nun sebepsiz zenginleşme kurallarına dayanılarak geri istenebileceği açıklanmıştır.
Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın reddine kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, fazla ödendiği ileri sürülen döner sermaye payının istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davalıya fazla yapılan bir ödemenin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire"ce yukarıda belirtilen gerekçelerle bozulmuştur. Yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını, davacı vekili temyize getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; eldeki davada davalıya döner sermaye payından alması gereken miktardan fazla bir ödemenin yapılıp yapılmadığı, dolayısıyla sebepsiz zenginleşme olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; yerel mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıya S.. B..na Bağlı Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik uyarınca, tavan ek ödeme tutarına esas (5) katsayı üzerinden ödeme yapıldığı, davalının unvanına uygun katsayının olmadığı belirtildikten sonra en uygun katsayı hesabı ile ödemenin yapıldığı vurgulanmış ise de, bu sonuca ulaşılmasının nedenleri anılan raporda belirtilmemiştir.
Zira, yukarıda adı geçen yönetmeliğin EK-1 tablosunda belirtildiği üzere, pratisyen tabip ve diş tabipleri için uygulanacak tavan ek ödeme tutarına esas katsayı (5) olarak gösterilmiş, ayrıca tabloda unvanı sayılanlar dışında kalan diğer personel için (1,5) katsayının uygulanacağı belirtilmiştir. Davalının “biyokimya ve klinik biyoloji asistanı” olarak bildirilen unvanı tabloda yer almadığına göre, hangi gerekçeye dayalı olarak yapılan ödemenin uygun bulunduğu rapor içeriğinden anlaşılamamaktadır. Bu nedenle de, anılan bilirkişi raporunun Yargıtay denetimine elverişli olduğu söylenemez.
Buna göre, mahkemece vurgulanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yetersiz bilirkişi raporu ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Şu halde, mahkemece yapılacak iş; davalıya yapılan döner sermaye payının fazla ödenip ödenmediği hususunda yukarıda belirtilen yönetmelik de gözetilerek, düzenlenecek yeni bir bilirkişi raporu alınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu"nca da yukarıdaki ilave gerekçelerle benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; direnme kararının yukarıda belirtilen ilave gerekçe ve Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 Sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.02.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, yanlış intibak nedeniyle davalıya ödenen paranın istirdatı isteminden ibarettir.
Şart tasarruflar, bir kişiyi bir statüye ve bundan doğan umumi duruma koyan veya böyle bir durumun verdiği genel yetkinin özel hallerde kullanılmasını mümkün kılan işlemlerdir.
Şart tasarruflar iki halde söz konusu olabilir. Birincisi, bireyin önceden belli statüye ve bundan doğan hukuki duruma sokulması ki, bu duruma örnek olarak bir kişinin bir memur kadrosuna atanması gösterilebilir. İkinci hal ise objektif hukuktan gelen bir kudret ve yetkinin kullanılması olarak kendini gösterir ki bu duruma da örnek olarak memuriyet kadrosuna atanan o kişiye aylık vb. ödemelerin yapılmasını gerektiren intibak ve ödeme işlemleri gösterilebilir.
Bu durumda, davacı idarenin 27.01.1973 gün ve 6/2 sayılı İBK. uyarınca yanlış intibaka dayalı olarak davalıya yapmış olduğu ödemeleri ancak iptal davası süresi içinde geriye yürür şekilde istirdat edebileceğinin kabulüyle, açıklanan değişik gerekçe ile yerel mahkeme kararının onanması görüşündeyiz.