Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13113
Karar No: 2017/5964
Karar Tarihi: 17.10.2017

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/13113 Esas 2017/5964 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2015/13113 E.  ,  2017/5964 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 18/12/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet ve haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1- Davalı ...’ın temyiz itirazları bakımından;
    Dava, haksız şikayet ve haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı; köy imamı olduğunu, davalılardan ...’ın ise aynı köyde bakkal işlettiğini, bakkala gelen ekmeklerde eksilme olması üzerine, davalılardan ...’ın haksız ve kasıtlı olarak kendisini hırsızlıkla suçlamak suretiyle savcılığa şikayet ettiğini, yapılan soruşturma sonucunda hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle manevi tazminat talep etmiştir.
    Davalılardan ..., davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davalı ... tarafından yasal şikayet hakkının haksız olarak kullanıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
    Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmış, 25. maddesinde, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
    Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
    Dosyasının incelenmesinde; davalı ...’ın işlettiği köy bakkalına her gün erken saatte ekmek ve simit geldiği, bir süre sonra simitlerden bir tane eksik çıkmaya başlaması üzerine davalı ...’ın bu durumdan şüphelenerek önce gözcülük yaptığı daha sonra da bakkala güvenlik kamerası taktırdığı, davacının her gün ekmek dolabından bir tane simit almasına ilişkin görüntünün kamera kayıtlarına yansıdığı, gün içinde de herhangi bir ödeme yapmadığı gerekçesiyle savcılığa şikayet dilekçesi verdiği, soruşturma sonucunda ekmek dolabının ekmek ve simitler erken saatte geldiği için kilitli tutulmadığı, köy halkının dolaptan ekmek veya simit alması halinde aynı gün ya da ertesi gün bakkala ödeme yaptığı, bu durumun köyde teamül haline geldiği, ekmek dolabının açık tutulmasının davalı ... yönünden örtülü rıza kabul edilerek davacının dolaptan simit almasının hırsızlık suçundaki çalma eylemini oluşturmayacağı gerekçesiyle davacı hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair kararın verildiği anlaşılmaktadır.
    Şu durumda, davalı ...’ın, davacı hakkındaki şikayetinin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı kabul edilerek, istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, şikayet hakkını hukuka aykırı şekilde kullandığından bahisle kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2- Davalı ...’ın temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, haksız şikayet ve haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı; köy imamı olduğunu, davalılardan ...’ın ise aynı köyde bakkal işlettiğini, bakkala gelen ekmeklerde eksilme olması üzerine, davalılardan ...’ın kendisini hırsızlık suçu nedeniyle savcılığa şikayet ettiğini, bu olay sonrası köy kahvesinde oturduğu bir sırada davalı ...’ın eşi olan diğer davalı ..."ın kendisine herkesin duyacağı şekilde “seni terbiyesiz, seni edepsiz” şeklinde sözler söylediğini, bu sözlerden dolayı davalı ...’ın ceza mahkemesinde yargılanarak mahkum olduğunu belirterek kişilik haklarının ihlal edilmesi nedeniyle manevi tazminat talep etmiştir.
    Davalılardan ..., davaya konu sözleri hakaret kastıyla söylemediğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davalı ...’ın hakaret eyleminden dolayı hakkında ceza yargılaması yapıldığı ve yargılama sonunda mahkum olarak hakaret sözünün sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından, ... 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/810 esas, 2013/1338 sayılı kararı ve mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı ...’ın davacıya söylediği iddia olunan sözlerin hakaret niteliğinde olmadığı, değer yargısı niteliğinde olduğu değerlendirilerek davanın tümden reddi gerekirken, kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi