9. Ceza Dairesi Esas No: 2014/6721 Karar No: 2014/11714 Karar Tarihi: 19.11.2014
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2014/6721 Esas 2014/11714 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2014/6721 E. , 2014/11714 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 9 - 2013/237629 Mahkemesi : Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesi Tarihi : 22.05.2013 Numarası : 2012/920 - 2013/431 Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK"nın 268. maddesinde tanımlanan suçun oluşması için, failin, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmasının gerektiği, somut olayda; durumundan şüphelenilmesi üzerine görevli polis memurları tarafından kimliği sorulan sanığın, hakkında kovuşturması devam eden davalar nedeniyle savunmasının alınması amacıyla çıkarılan yakalama kararlarının infazını engellemek amacıyla M.. A.."ın kimlik bilgilerini vermekten ibaret eyleminin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.09.2014 tarih ve 2013/619 esas-2014/378 sayılı kararında da belirtildiği üzere TCK’nın 206. maddesinde tanımlanan “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 19.11.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY: 02.12.2012 tarihli olay tutanağına göre; olay günü daha önceden meydana gelen faili meçhul hırsızlık olaylarının failinin tespiti ve yakalanmasına yönelik çalışma yapan Polis ekiplerinin sanığın hırsızlık yapacağından şüphelenerek şahsı takibe aldıkları ve kimliğinin sorulması üzerine sanığın mağdur M.. A.."a ait Eğitim-Bir-Sen Sendikası üye kimlik kartını ibraz edip kendini M.. A.. olarak tanıttığı, sanığın verdiği ismin aile nüfus kayıt tablosu çıkarılarak eşi ve çocuğunun ismi sorulduğunda eşi ve çocuğunun ismini bilemediğinin anlaşıldığı ve yapılan parmak izi araştırması sonucu sanığın gerçek isminin M.. G.. olduğunun belirlendiği ve kimliği kullanılan M.. A.."ın 24-25.10.2012 tarihinde ikametinden hırsızlık yapıldığının anlaşıldığı olayda; sanığın eyleminin faili meçhul olan katılan M.. A.."ın evinden hırsızlık suçu ile yine daha sonradan parmak izi ile tespit edilen 09.06.2012, 30.06.2012, 01.07.2012 tarihlerinde Osmaniye"de meydana gelen faili meçhul hırsızlık suçlarını işledikten sonra bu suçları kendisinin işlediğini bilmeyen polis memurlarının hakkında soruşturma yapmalarını önlemek amacıyla başkalarına ait kimliği kullanarak TCK"nın 268. maddesindeki başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluşturduğu, Dairemizin ilamındaki yazım şeklinin somut olayın gerçekleşmesi şekline uymadığı, sanık hakkında suç tarihinde henüz başlatılmış bir kovuşturma bulunmadığı gibi savunmasının alınması amacıyla çıkarılmış yakalama kararları bulunmadığı, başlatılmış soruşturmaların da bulunmadığı, sanığın yakalanması ile faili meçhul hırsızlık olaylarının parmak izi araştırma yöntemi kullanılarak aydınlatıldığı, aynı zamanda cezaevi firarisi olan sanığın hakkında daha önce işlediği faili meçhul hırsızlık suçlarından soruşturma yapılmasını önlemek amacıyla suç işledikten sonra başkasına ait kimlik bilgilerini kullanarak başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu işlediği, yerel mahkeme hükmünün onanması gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun eylemin TCK"nın 206. maddesinde tanımlanan resmi belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğuna ilişkin görüşlerine katılmıyorum. 19.11.2014