15. Ceza Dairesi 2019/309 E. , 2019/1093 K.
"İçtihat Metni"Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan Antalya 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2018 gün ve 2017/515 E. 2018/382 K. no"lu ilamı ile yapılan yargılama sonucu, TCK"nun 157/1, 62, 52/2, 53/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ve 80.00 TL Adli para cezası ile mahkumiyetine karar verildiği, hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 11/07/2018 tarihli ve 2018/53534 sayılı tebliğnamesi ile dairemize gönderildiği, Dairemizin 01/11/2018 tarih ve 2018/5122 Esas, 2018/7525 Karar sayılı ilamı ile de ""Sanığın, 13/04/2018 tarihinde SEGBİS yoluyla yüzüne karşı tefhim edilen mahkumiyet hükmünü, yasal süresi geçtikten sonra 28/05/2018 tarihli dilekçe ile temyiz başvurusunda bulunması nedeniyle temyiz isteminin reddine"" karar verilmiştir.
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un yürürlüğe girmesi üzerine anılan Kanun"un 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"ndan yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşüncenin, UYAP sisteminde yapılan incelemede, temyiz incelemesinden sonra, Dinar T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü"nün 02/11/2018 tarihli "Yazımız ekindeki dilekçenin ek evrak işlem kütüğü incelendiğinde hükümlünün temyiz başvurusunu yasal süresinde yaptığı, ancak kurumumuzdaki iş yoğunluğu nedeniyle hükümlünün dilekçesinin ilgili tarihte gönderilemediği" belirtilen yazısı ekinde, sanık tarafından Antalya 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/277 Esas- 2014/230 Karar sayılı dosyasının temyiz edildiğine ilişkin 16/04/2018 tarihli dilekçenin mahkemeye gönderildiği anlaşılmakla, sanığın temyizinin süresinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğinden, yerinde görülen, İTİRAZIN KABULÜ İLE,
Dairemizin 01/11/2018 tarih ve 2018/5122 Esas, 2018/7525 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
Sanığın hurdacılık yapan katılanın iş yerine gelerek kendisini "Eskişehir"li ..." olarak tanıtarak Antalya Serbest Bölge"de faaliyet gösteren bir yat firmasında çalıştığını söylediği, akabinde 385 kg hurda bakır alım satımı hususunda anlaştıkları, suç tarihinde katılan ile sanığın serbest bölge girişinde buluştukları, yanlarında tanık ..."ın da olduğu, sanığın katılandan 3 000 TL para aldığı ve faturasını kestireceğini söyleyerek olay yerinde uzaklaştığı, bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen somut olayda;
Uzlaştırma ile ilgili mevzuatımızda yer alan tebligata ilişkin hükümlere bakıldığında, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.";
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez.";
Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.";
Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır.";
Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir.";
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.";
Aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın MERNİS adresinin tespitini yaparak tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin MERNİS adresi olduğunu belirtmeden tebliğ yapması, yine tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa tebligat parçası üzerine adresin MERNİS adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirterek tebliğ yapması gerektiği;
Somut olayda uzlaştırma raporu ile taraflar arasında uzlaştırmanın sağlanamadığından bahisle uzlaştırma işleminin gerçekleşmediği belirtilmiş ise de; katılanın yeni MERNİS adresi olan “... Karşıyaka mah. ... Sk. No:13 içkapı no ... Kepez/Antalya" adresine tebligat yapılması gerekirken, eski MERNİS adresine tebligat çıkartıldığı, yapılan tebligatın da adres kapalı olduğundan iade edildiği, bu nedenle uzlaştırmacı tarafından katılana ulaşılamadığı gerekçesiyle uzlaşma sağlanamadığına ilişkin rapor düzenlendiği, sanığa ulaşılmadığı, Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinde belirtilen düzenlemeler ışığında tarafların bilinen adreslerinden iade gelmesi halinde MERNİS adreslerine usulüne uygun uzlaştırma teklifi gönderilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, uzlaştırma işleminin usulüne uygun olarak yapılmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 21/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.