15. Ceza Dairesi 2020/12005 E. , 2021/2503 K.
"İçtihat Metni"
Özel belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan şüpheli ... hakında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/01/2019 tarihli ve 2018/143276 soruşturma, 2019/8930 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 21/05/2019 tarihli ve 2019/2028 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 20/10/2020 gün ve 94660652-105-34-14253-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/11/2020 gün ve 2020/100645 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca "şüphelinin tek başına imzaladığı kurallara uygun olmadığı ileri sürülen ve sahtecilik iddiasında bulunulan belge ile ilgili olarak ticaret mahkemesi tarafından yok hükmünde olduğu yönünde karar verilmesi nedeniyle yok hükmünde olan bir belgeye yönelik olarak belgenin aldatıcılık ve kandırıcılık öğesinin bulunmaması ve yok hükmünde olan bir belge ile sahtecilik suçunun işlenmesinin mümkün bulunmaması, şüphelinin şikayetçilere çağrı yapmadan şirket iş ve işlemleri ile ilgili olarak tasarruflarda bulunması sonucunda şikayetçiler zarara uğradıklarını beyan ederek şüpheli hakkında güveni kötüye kullanmak ve dolandırıcılık suçlamalarında bulunmuşlar ise de, söz konusu uyuşmazlıkların tarafların ortağı oldukları şirketin iş ve işlemlerine dair uygulamalardan kaynaklandığı, şikayetçilerin ticaret kanunu hükümlerine göre şirkete kayyum atanması, tedbir kararı verilmesi ayrıca şirketi ve kendilerini zarara uğratan ortak ve diğer kişiler yönünden bu kişilere karşı mahkemelere başvurarak zararlarını tazmin etme ve tedbir kararları alma imkanlarının bulunması nedenleriyle, uyuşmazlığın şirket yönetiminden ve uygulamalarından kaynaklanan hukuki uyuşmazlık niteliğinde olduğu" gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına göre, müştekiler vekilinin 05/07/2018 tarihli dilekçesi ile, müştekilerin doktor olarak görev yaptıkları, meslekleri itibariyle hastane satın almaya karar verdiklerini, hastanenin satın alınması için banka kredisi ihtiyacı nedeniyle TİM AŞ. yetkilisi olan şüpheli ile temasa geçtikleri, yapılan görüşme sonrasında şüphelinin yetkilisi olduğu TİM A.Ş." de ortak oldukları, şüphelinin şirketin bir kısım hissesini kendilerine Bornova 3. Noterliğinin 25/04/2014 gün ve 12513 yevmiye numaralı hisse satışına yönelik sözleşme uyarınca sattığı, ancak şüphelinin daha sonra kendilerinin pay sahibi, ortak ve yönetim kurulu olmasına ve oy haklarının bulunmasına rağmen toplantı ya dahi çağırmadan, bildirimde bulunmadan müşterek imza ile karar altına alınması gereken kararı tek imza ile alarak şirketin şubelerini kapattığı, ayrıca Ticaret Mahkemesine yaptıkları başvuru sonrasında, Mahkemesince 09/09/2014 tarihli kararın yok hükmünde olduğu bu sebeple şüphelinin sahte belge düzenlediği, güveni kötüye kullanarak şirket şubelerini kapattığı, bu şekilde haksız çıkar sağladığı, ayrıca şirket şubelerinin kapatılmasına yönelik kararın ticaret sicilinde yayınlanması nedeniyle kamu kurumu aracı kılınarak dolandırıcılık suçunun işlendiği, bu halde şüphelinin haksız kazanç sağladığı, şubelerin devrinden dolayı kazanç elde etmesine rağmen kendilerinin bu sebeple mağduriyetine neden olduğu gerekçesiyle şikayetçi olmasını müteakip, yapılan soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmakla, söz konusu soruşturma kapsamında öncelikle şikayete konu şirkete ait defter ve belgeleri celbi ile bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, ayrıca şüphelinin müştekilerin bilgisi ve rızası dışında usulsüz işlemler yapıp şubeleri kapatmak suretiyle veya başka şekilde müştekilere zarar verip vermediği hususunun tespit edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğin gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 21/05/2019 tarihli ve 2019/2028 değişik iş sayılı kararının , 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 08/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.