4. Hukuk Dairesi 2014/4463 E. , 2015/744 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2012/421-2013/592
Davacılar A.. T.. vdl vekili Avukat Murat tarafından, davalı C.. T.. aleyhine 03/10/2012 gününde verilen dilekçe ile asıl ve birleşen davada kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Asıl ve birleşen dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, davalı ile davacılardan Naşide 1987 yılında evlendiklerini, davacılardan A.. T.. ve O.. T.."nin evlilik birliği içinde dünyaya geldiğini, tarafların evliliklerinin 2009 yılında sona erdiğini, davalının 2011 yılında soybağının reddi davası açarak çocukların babası olmadığını ileri sürdüğünü, yapılan testler sonucu iddianın doğru olmadığı anlaşıldığından, soybağının reddi davası nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
Davalı, soybağının reddi davasını açma sebebinin eşinin ve çocuklarının kendisine karşı soğuk davranmasından ziyade, 2011 yılında hastanede yaptırdığı tetkik sonucunda kısır olabileceğinin anlaşılması olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalının boşandığı davacı eşin iffetsiz olduğunu ileri sürüp nesebin reddi davası açmasının hem davacı eşin hem de davacı çocuklarının kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davalı, davacı aleyhine Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/927 Esas sayılı dava dosyası ile zina ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açmış, bilahare feragat etmesi nedeniyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı tarafından 2006 yılında açılan boşanma davasında; Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/927 Esas sayılı boşanma davasının red edildiği, tarafların 3 yıl geçtiği halde ortak hayatı yeniden kuramadıkları gerekçesiyle, MK 166/son maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Ayrıca davalı açtığı soybağının reddi davasında; evlilik birliği boyunca taraflar arasında anlaşmazlık ve uyumsuzluk olduğu, 2007 yılında boşandıklarını, evlilik birliği boyunca çoğunlukla ayrı yaşayan tarafların müşterek çocuklarının kendisine karşı soğuk davranmaları ve görüşmek istememelerinin kendisinde şüpheye neden olduğu, yaptırdığı test sonucunda sperm sayısının normalden az olduğu anlamına gelen "oligospermi" hastalığının tespit edilmesi nedeniyle çocukların kendinden olamayacağı, bu nedenle DNA testi yapılarak nüfüs kaydının düzeltilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda, davalı hakkında düzenlenen raporlar ve taraflar arasında açılan boşanma davaları gözönüne alındığında; soybağının reddi davası açılması, Anayasal şikayet hakkının kullanılması anlamında olup kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağından davanın tümden reddi gerekirken, Mahkemece yerinde olmayan yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/01/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara; kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, mahkemenin davacıların kişilik haklarına saldırı oluştuğu yolundaki tesbiti yerinde olup, şu aşamada hükmedilen manevi tazminat miktarının tartışılmasına girilmeden hükmün onanması gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararına katılmıyorum.22/01/2015