13. Hukuk Dairesi 2015/24556 E. , 2017/12234 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı bankanın sözleşmeli avukatı olarak görev yaptığını, 2006 yılında davalı bankanın hukuk servisinin talebi üzerine kredi borçlusu şirket ile kefilleri hakkında ihtiyati haciz kararı alıp, 355.589,00 TL üzerinden icra takibi başlattığını, çeşitli takip işlemleri yapıp 75.400,00 TL tahsilat sağladığını, borçlu ve kefillerinin danışıklı işlemlerini tespit etmesi üzerine tasarrufun iptali davası açtığını, bu dosya karar aşamasına geldiğinden davalı bankanın alacağını temlik ettiğini, 6 yıl boyunca takip ettiği dosyalar nedeni ile vekalet ücretinin ödenmediğini, bunun üzerine davalıya vekalet ücretinin ödenmesi talepli olarak ihtarname çektiğini, ancak sonuç alamadığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.000,00 TL vekalet ücreti ve 110,51 TL ihtar masrafının ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 29.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; bilahare davasını ıslah ederek talebini arttırmıştır.
Davalı, davacı ile aralarında imzalanan sözleşme uyarınca Bankalarının sözleşme ile yürütülmesi kararlaştırılan işlerin sonuçlandırılması karşılığında müşavirlik üstlenen avukata herhangi bir ücret ödemeyeceğini, avukatın sadece karşı taraftan alacağı ücret karşılığı çalışacağını, davacının yürüttüğü davaya konu icra takibi ve davanın sonuçlanmadığını ve varlık şirketine devredildiğini, böylece sözleşme şartlarının gerçekleşmediğini ve davacının vekalet ücretine hak kazanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın ıslah edilmiş şekli ile kabulüne, ..... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/23 esas sayılı dosyasına ilişkin olarak 6.889,49 TL dava vekalet ücreti alacağının temerrüt tarihi olan 06.06.2013 tarihinden itibaren, bakiyesi 24.410,51 TL"nin ıslah tarihi olan 22.09.2014 tarihinden itibaren, Denizli 3. İcra Müdürlüğünün 2006/8968 esas sayılı icra takip dosyasına ilişkin olarak 8.000,00 TL icra vekalet ücreti ve 220,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücretinin temerrüt tarihi olan 06.06.2013 tarihinden itibaren, bakiye icra vekalet ücreti 23.080,00 TL"nin ıslah tarihi olan 22.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki dava ile davalı vekili olarak takip ettiği icra ve dava dosyası nedeni ile hak etmiş olduğu vekalet ücretinin tahsilini istemiş, davalı aralarındaki sözleşme uyarınca davacının yalnız işin sonuçlandırılması karşılığında karşı yandan alacağı vekalet ücreti karşılığında çalışacağını ve bankanın avukata vekalet ücreti ödemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın ıslah edilmiş şekli ile kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ücret başlıklı 2. maddesinde Bankanın, sözleşme kapsamındaki işlerin yürütülüp sonuçlandırılması karşılığında müşavirlik üstlenen avukata herhangi bir ücret ödemeyeceği, avukatın sadece karşı taraftan alacağı vekalet ücreti karşılığında çalışacağı öngörülmüştür. Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sözleşmenin söz konusu maddesinin kanunlara, Yargıtay içtihatlarına ve Barolar Birliği Disiplin Kurulu kararlarına aykırı olması sebebi ile geçersiz olduğu belirtilmiş ise de; tarafların özgür iradeleri ile imzaladıkları söz konusu sözleşe hükümleri bağlayıcı olup, uyuşmazlığın sözleşme hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir. O halde, mahkemece, avukat olan davacının davalı Banka ile imzalamış olduğu sözleşme hükümleri gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.