3. Hukuk Dairesi 2016/11255 E. , 2018/2955 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,davalının elektrik abonesi olduğunu,davalı kurumca kendisine 13.01.2014 son ödeme tarihli ve kaçak ek tahakkuk ile 9.786 TL"lik fatura çıkarıldığını,kendisine ait iş yerinde 5 adet soğutucu,10 adet aydınlatma ampulü ve bilgisayar bulunduğunu, kaçak tutanağına itiraz ettiğini ama davalı kurumca itirazının kabul edilmediğini,davaya konu 9.786 TL"lik faturanın fahiş olduğunu,kendisine ait geçmiş faturalar incelendiğinde de aylık ortalama 1.000 TL’lik faturaların geldiğinin görüleceğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı kurum tarafından istenilen miktardan dolayı şimdilik 1.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,davacının 8 günlük sürede itiraz etmediğini,davanın zamanaşımına uğradığını,davacının aynı konu nedeniyle davalı kuruma açtığı davalar açısından derdestlik itirazları bulunduğunu,yine bu davanın kısmi dava olarak açılmasının mümkün olmadığını,davacının sayacı incelenmesi sonucu elektrikli ölçümlerde çalışmadığının görüldüğünü,iç mekanizmada yapılan incelemede üst kapak açıldığı zaman kapak açıldı bilgisi veren anahtarın yapıştırıcı ile yapıştırılarak sinyal vermesinin engellendiğini ,ayrıca klemensten ana karta bağlanan kabloların arasına uzaktan kumanda düzeneği konulduğunu,böylece sayaca istenildiği zaman kayıt yaptırılmadığının tespit edildiğini,... Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü nün 14.02.2013 tarih ve 39572 no’lu raporuna istinaden de kaçak tutanağı tutulduğunu ve ilgili yönetmelik gereği de kaçak tahakkuku yapıldığını,davacının tüketim ekstresi incelendiğinde de tüketimlerinde tutarsızlık olduğunun görüleceğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,davanın kabulü ile,davacının kaçak kullanım bedeli olarak 13/01/2014 son ödeme tarihli kaçak tahakkukuna ve kaçak ek tahakkukuna istinaden toplam 9.786,00 TL olarak talep edilen borç miktarından 6.978,37 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,kaçak elektrik borcundan kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş,yine 13. madde b bendinde; Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması, kaçak elektrik tüketimi olarak açıkça belirtilmiş; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu"nun 29/12/2005 tarihli toplantısında; 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmış; yine aynı kurum tarafından hazırlanan ve 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan "Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği"’ nin yürürlüğe girmesine kadar hüküm icra etmiştir.
Somut olayda;davaya konu kaçak tutağının 28.02.2013 tarihli olmasına göre,eldeki davada kaçak elektrik tutanak tarihi itibariyle yürürlükte olan “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı kararı hükümlerinin uygulanması gerekirken,hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde 08.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre hesaplama yapıldığı anlaşılmakla,söz konusu bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı açıktır.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında 3’lü bilirkişi heyetine tevdi verilerek, kaçak tahakkuku nedeniyle belirlenmesi gereken bedelin kaçak elektrik tutanak tarihi itibariyle yürürlükte olan "Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı kararı’na göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı vekili yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.