20. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2123 Karar No: 2018/6703
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/2123 Esas 2018/6703 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2017/2123 E. , 2018/6703 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı dava dilekçesi ile davalı kooperatifin, Kurtköy mah, 2963 ada 9 sayılı parselde bulunan 35 adet bağımsız bölümün kat maliki olduğunu, bu taşınmazların kooperatif adlarına kayıtlı olduğunu, davalının genel gider payını ödemediğini, bu nedenle davalı hakkında KMK"nın 20. maddesi gereğince ... 22. İcra Müdürlüğünün 2013/14942 Esas sayılı icra dosyası ile takipte bulunduğunu, davalının borca itiraz ettiğini, bunun haksız olduğunu, bu nedenle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yönetim giderleri ile ilgili alınan kat malikleri kurul kararlarının borcun varlığını gösteren yazılı delil niteliğine olup borçlu ancak ödendiğini gösterir belge ile borçtan kurtulabileceği, dosyada mevcut yönetim kurulu kararlarına göre aidatların belirlendiği ve davalının ödeme savunmasında bulunmadığı, savunmanın söz konusu bağımsız bölümlerin ferdileşme suretiyle üyelere tahsis edildiğine yönelik olduğu, 634 sayılı Kanunun 20. maddesinde genel gider payını ödeme yükümlülüğü esas olarak kat malikine ait olduğundan, sözkonusu bağımsız bölümler üyelere tahsis edilmiş olsa dahi kat maliki olarak davanın sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile... 22. İcra Dairesinin 2013/14942 Esas sayılı takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıç gününün açıkça saptanmış olması gerekir. Dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan kat malikleri kurulu kararına davalılar katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği ya da başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, bu da yoksa hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih esas alınmalıdır. Mahkemece, yukarıdaki esaslar dikkate alınarak davalıların aidat borcunu öğrendiği günün açıkça belirlenmesi, icra takibinden önce öğrenmediği saptandığında gecikme tazminatının ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlatılması gerekirken, bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan borcun ait olduğu aydan itibaren gecikme tazminatının hesaplanıp buna göre hüküm kurulması, doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/10/2018 günü oy birliği ile karar verildi.