Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/26759
Karar No: 2017/12218
Karar Tarihi: 07.12.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/26759 Esas 2017/12218 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı bir kabin amiri olarak çalıştığı davalı şirkette, mobbing uygulandığı ve normal uçucu personel pozisyonuna alındığı için kısmi emeklilik hakkı kazandığı gerekçesiyle haklı olarak istifa etti. Davacı, kıdem tazminatı dahil olmak üzere fazla haklarının saklı kalmak koşuluyla 10.000 TL ödenmesini talep etti. Ancak mahkeme davanın reddine karar verdi. Temyiz üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi kararıyla mahkemenin eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu karar verdiğini belirterek, davacının istifasının sözleşme hükümleri değerlendirilerek haklı olup olmadığı hususunun araştırılıp incelenmesi, Türk Borçlar Kanunu’nun 431-438. maddelerine dayanarak makul bir tazminat talebinde bulunup bulunamayacağının değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti.
Kanun Maddeleri:
- Türk Borçlar Kanunu'nun 393. ve devamı maddeleri
- İş Kanunu'nun 4. maddesi
- Türk Borçlar Kanunu'nun 431-438. maddeleri
13. Hukuk Dairesi         2015/26759 E.  ,  2017/12218 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR

    Davacı, davalı şirkette 01.11.2001 terihinde kabin amiri olarak çalışmaya başladığını, davalı şirket tarafından mobbing uygulanarak kabin amirliğinden normal uçucu personel pozisyonuna alındığını ve çalışma süresi itibariyle kısmi emeklilik hakkını da kazanması nedeni ile 1.11.2012 tarihinde haklı olarak istifa ettiğini ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak 10.000 TL. kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren en yüksek faizi ile ödetilmesini istemiştir.
    Davalı, davacının haksız istifası nedeni ile talepte bulunamayacağını ayrıca davacının iş kanununa tabi taleplerde bulunamayacağını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacının 1.11.2001 tarihli tarihli sözleşme ile davalı şirkette kabin amiri olarak göreve başladığı, 01.11.2012 tarihli ihtar ile istifa ettiğini davacıya bildirdiği anlaşılmaktadır.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmenin davacı tarafından tek taraflı olarak feshedilmesinin haklı olup olmadığı ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri nedeniyle davalının davacıya karşı borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davacı, davalı işyerinde kendisine baskı uygulandığını ve emeklilik hakkını da doldurduğu gerekçesi ile haklı olarak istifa ettiğini bildirmiş ve ıslah dilekçesi ile de, haklı olarak sözleşmeyi feshettiğinden, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre bir tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının iş kanununa tabi olmadığından tazminat isteyemeyeceği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir.
    Dava, fesih tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanununun 393. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet aktinden kaynaklanmakta olup, 4857 sayılı İş Kanunun 4.maddesinde yer alan açık hüküm nedeni ile taraflar arasındaki akdi ilişkiye İş Kanunu hükümleri uygulanamayacağından, davacı, İş Kanunu"nda düzenlenmiş olan tazminatları isteyemezse de, taraflar arasında Türk Borçlar Kanunu"nun 393 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir hizmet sözleşmesi söz konusu olduğundan, TBK"nunun 431-438. maddelerine dayanarak makul bir tazminat talebinde bulunabilir. Bu nedenle mahkemece, öncelikle davacının istifasının sözleşme hükümleri değerlendirilerek haklı olup olmadığı hususu araştırılıp incelenmeli ve Türk Borçlar Kanununun 431-438. maddelerinde düzenlenmiş olan tazminat hakkı yönünden bir değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelididr. Mahkemece, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açılanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi