Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5308
Karar No: 2018/8185
Karar Tarihi: 27.03.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/5308 Esas 2018/8185 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/5308 E.  ,  2018/8185 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... ...... ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ



    Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil/tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, ...... Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin kaldırılarak davanın yeni pay oranları üzerinden kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.03.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat.........Emiroğlu geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:


    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacılar, ortak mirasbırakanları ......’nin maliki olduğu 440 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki payını mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalıya satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazda davalı adına olan tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tescilini, mümkün olmaması halinde tazminini istemişlerdir.
    Davalı, mirasbırakanın sağlık harcamalarını karşılayabilmek için çekişmeli taşınmazdaki payını sattığını, satışın gerçek olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın ......... başvurusu üzerine ...... Adliye Mahkemesince, muvazaa olgusunun sabit olduğu, ne var ki hükmedilen pay oranlarının hatalı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeni pay oranları üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.



    Davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 355/1. maddesinde; ‘’ İnceleme, ......... dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, ...... adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. ‘’ amir hükmüne yer verilmiştir.
    Somut olayda, davacı tarafın ......... isteği bulunmadığı ve davalı tarafın da hükmedilen pay oranlarının düzeltilmesini ......... nedeni yapmadığı gözetilerek yukarıda yer verilen amir hükme aykırı olarak ......... dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı kalınmaksızın davalı aleyhine olacak şekilde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeni pay oranları üzerinden kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Hal böyle olunca, davalının ......... nedenlerine bağlı kalınarak ......... incelemesi yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 6100 sayılı HMK"nın 371/1-a maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.03.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (Muhalif) (Muhalif)


    -KARŞI OY-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil olmazsa bedel isteğine ilişkindir.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, ... ...... Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından davalının ......... başvurusu esastan reddedilmiş, yerel mahkeme kararındaki pay oranları düzeltilmiştir.
    Mirasbırakan ......"nin 10.01.2014 tarihinde öldüğü, mirasçıları olarak davacı kardeşleri ile dava dışı ......"in kaldıkları, murisin 7 sayılı parseldeki 50/612 payının çıplak mülkiyetini 25.05.2009 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettiği kayden sabittir.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.


    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 0l/04/1974 tarih 1/2 sayılı ......... Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706 (yeni 782), Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan, gizlenen gerçek irade ile amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan, bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır.
    Öte yandan, miras bırakanın sağlığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını, mirasçıları arasında hoşgörü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmışsa, mirasçısından mal kaçırma iradesinden söz etme olanağı yoktur. O halde, miras bırakanın denkleştirme yapıp yapmadığı üzerinde durulması, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden, taşınır, taşınmaz ve hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya geçirilen malların ve hakların nitelikleri ile değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak, paylaştırmanın mı yoksa mal kaçırma amacının mı üstün tutulduğunun aydınlığa kavuşturulması zorunludur.
    Somut olaya gelince; murisin eşinin 14 yıldır yatalak olduğu, murisin de hasta olduğu eşine ve murise davalı tarafından bakıldığı özel hastane masraflarının yine davalı tarafından karşılandığı tanıklarca ifade edilmiştir.
    Oysa çekişme konusu taşınmazın satış şeklinde davalıya temlik edildiği görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emekte olabileceği kabul edilmelidir. Esasen yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Bir başka ifade ile murisin iradesi önem taşır.
    O halde, yukarıda değinilen somut olgular açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, mirasbırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı ve bu bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediği taşınmazı minnet duygusu ile verdiği kabul edilmelidir.
    Bu açıklamalar karşısında davanın reddedilmesi için hükmün bozulması düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyoruz.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi