16. Ceza Dairesi 2019/5232 E. , 2019/5930 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme
Hüküm : 1-Sanık ... (..... hakkında ;
TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 220/6, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
2-Sanık ... hakkında;
TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 220/6, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 53, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Temyiz edenler : Sanıklar
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ... (.... ) hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında TCK"nın 58/9. maddesi ile uygulama yapılmaması 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin, hapis cezasının infazı sırasında ve infazından sonra uygulanacak infaz rejimi ile ilgili hükümler içermesi ve Ceza Genel Kurulu ile Dairemizin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı nazara alınarak infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 314. maddesinin 3. fıkrasında suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler bu suç açısından aynen uygulanır hükmüne yer verilip, örgüt kurma suçuna ilişkin 220. maddenin 6. fıkrasında ise örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı gerekçesinde; örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK"nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede, örgütün faaliyetleri doğrultusunda işlenen suçlardan da ayrıca sorumluluk esası kabul edilmiş, yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiş, gösterdiği vahamet dikkate alınarak örgüte silah sağlama şeklindeki yardım fiilleri 315. maddede bağımsız olarak, diğer yardım fiilleri ise örgütün niteliğine göre anılan yasanın 220 ile 314. maddeleri kapsamında yaptırıma bağlanmıştır.
Her ne kadar doktrinde bir kısım akademisyenler, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 4. maddesinde sayılan ve terör örgütü faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda terör suçu olarak kabul edilen suçların ancak örgüt adına işlenebileceğini ifade ediyorlarsa da, Yargıtay"ın süreklilik gösteren kararlarından da anlaşılacağı üzere 11.4.2013 tarihli 6459 sayılı Kanunun 8. maddesiyle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkra kapsamında kalan suçlar hariç, her suç örgüt adına işlenebilmektedir.
Bu hükmü düzenleyen kanun koyucunun amacının, örgütün organik yapısına katılmayan dışarıdan kişilerin, her ne şekilde olursa olsun, örgütün hayatta kalmasına veya güçlenmesine katkı sağlayacak biçimde örgüt adına suç işlemesini önlemek olduğu söylenebilir.
5237 sayılı TCK"nın 66 ve 67. maddelerinde düzenlenen dava zamanaşımı ise, suçun işlenmesinden sonra belli sürenin geçmesi nedeniyle kamu davasının açılmaması veya açılmışsa, kamu davasına devam olunmayarak düşürülmesi sonucunu doğuran bir durumdur.
Kanunun açıkça ayrık tutmadığı hallerde kural olarak bütün suçlar dava zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımı süreleri TCK 66/1. madde ve fıkrasında gösterilmiştir. Buna göre;
Kanunda ayrık tutulmuş haller dışında, kamu davasının;
a)Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b)Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c)Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d)Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e)Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, geçmesiyle düşeceği belirtilmiştir.
Ceza Genel Kurulu"nun 23.01.2017 gün ve 254-5 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda, yerel mahkeme veya Yargıtay re"sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar vermek zorundadır. O nedenle zamanaşımının dolduğu bir durumda Yargıtay"ın ilgili Ceza Dairesi hükmün esasım inceleyememektedir.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve açıklamalar karşısında somut olay irdelendiğinde;
Oluş, dosya kapsamı ve mahkeme gerekçesine göre; örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmadığı kabul edilen sanığın, 21.10.2008 tarihinde ...İl Merkezinde gerçekleştirilen kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılarak, 2911 sayılı Kanunun 32/1 maddesinde düzenlenen “ihtar ve zor kullanmaya rağmen direnme” ve 2911 sayılı Kanunun 33/1 maddesinde düzenlenen “kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne silahla katılma” suçlarını örgüt adına işlediğinin kabul edilmesine rağmen, adı geçen suçlarla alakalı olarak mahkemece “zamanaşımı süresi dolmasından” bahisle düşme kararı verilmesi, yerel mahkemenin zamanaşımının dolduğu bir durumda hükmün esasını inceleyememesi ve re"sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar vermek zorunda olması hususları nazara alındığında, sanık hakkında üzerine yüklenen silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.