13. Ceza Dairesi 2019/10126 E. , 2019/18509 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
14.04.2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000 TL"ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, sanık hakkında tayin edilen 2.000 TL adli para cezasına ilişkin hükmün, cezanın türü ve miktarı itibariyle temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince katılan ... vekilinin temyiz isteminin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
Katılanın olay nedeniyle uğradığı zarar karşılanmadığından, 5271 sayılı CMK"nın 231/6-c bendinde yer alan şartın gerçekleşmemesi sebebiyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği kabul edilerek, yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre katılan ... vekilinin temyiz istemi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III-Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesine gelince;
Her ne kadar hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/8. maddesi uyarınca denetim süresi içerisinde kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği düzenlenmiş ise de, önceki yasa hükmünün sanık lehine olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın adli sicil kaydındaki açıklanması geri bırakılan hükmün, CMK"nın 231/6-a maddesine esas olabilecek kesin hüküm niteliğinde bulunmaması, kurulan hükümde tekrar suç işlemeyeceği yönünde kanaate ulaşılarak tayin edilen hapis cezasının ertelendiği, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun niteliği gereği giderilmesi gerekli somut (maddi) bir zararın bulunmadığı ve sanığın hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini kabul ettiğinin anlaşılması karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluştuğu gözetilmeden, yetersiz ve yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK’nın 116/4. maddesi ile doğrudan temel cezanın belirlenmesi gerektiği halde ilk önce TCK’nın 116/2. maddesi ile ceza tayin edilip, sonrasında TCK’nın 116/4. maddesi ile artırım yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 17.12.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.