22. Hukuk Dairesi 2016/25653 E. , 2019/24301 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkeme.
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ait ... inşaatında 14.09.2009 - 22.01.2015 tarihleri arasında çalıştığını, net aylığının iş sözleşmesine son verildiğinde 1.043,30 TL olduğunu, ancak müvekkilinin depocu olarak çalıştırılmış olup, kendisine 2.100,00 TL maaş ödenmesi gerektiğini, çalıştığı süredeki maaş farkı, kıdem tazminatı farkı, ihbar tazminatı farkının ödenmediğini ileri sürerek fark kıdem ve ihbar tazminatı ile maaş farkının, fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili ücret alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez.
Dosya içeriğine göre, davacı vekili müvekkilinin depocu olarak çalıştırıldığını, kendisine 2.100,00 TL maaş ödenmesi gerekirken en son aylığının 1.043,30 TL olarak ödendiğini beyan etmiştir. Mahkemece emsal ücret araştırması yapılmış ve ... Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanlığınca, beş yıl deneyimi olan malzeme depocusunun 2015 yılı sonu itibariyle aylık ortalama alabileceği ücret 2.250,00 TL olarak bildirilmiştir. Mahkemece, davacının tanık beyanlarıyla ve yapılan ücret araştırmasıyla maaşının daha yüksek olması gerektiği iddiasını ispat ettiği, iş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, iş yerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, iş yerinin özellikleri, emsal işçilere o iş yerinde ya da başka iş yerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlendiği gerekçesiyle meslek odası tarafından bildirilen ücret miktarının esas alınması gerektiği kabul edilmiştir. Ancak varılan sonuç doğru olmamıştır. Davacının iddiası yaptığı iş dikkate alındığında daha yüksek ücret alması gerektiği yönündedir. Davacı davalı iş yerinde, dava dilekçesi içeriğine göre 1.043,30 TL ücretle çalışmıştır. Nitekim davacı tanık beyanları ile dosya kapsamında mevcut olan banka kayıtları ve davacının imzası bulunan kıdem ve ihbar tazminatı bordrosundaki ücret miktarı da bu yöndedir. Taraflar arasında, işverence yapılan ödemeden daha yüksek miktarda ücret ödeneceği yönünde bir sözleşme varlığı ya da Toplu İş Sözleşmesi hükmü de bulunmamaktadır. Kaldı ki, iş sözleşmesinin feshinden sonra işçinin aynı meslek grubunda diğer iş yerlerinde daha yüksek ücret ödendiğinden hareketle fark ücret isteminde bulunması mümkün değildir. Bu durumda davacının daha yüksek ücretle çalışması gerektiği şeklindeki iddiası doğrultusunda emsal ücret araştırması yapılarak, gerçekte aldığı değil talebe göre olması gereken ücret üzerinden alacakların kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.