10. Hukuk Dairesi 2017/1691 E. , 2019/5649 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, 2926 sayılı Kanun kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, ilamda belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüyle karar kaldırılarak yeniden hüküm verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili; davacının 2926 sayılı yasa kapsamındaki hizmetinin, kuruma intikal eden ilk prim tevkifatını takip eden ay başı itibariyle başlatılması gerektiğinin ve hizmetin tescil tarihine kadar devam ettiğinin tespitiyle aksine kurum işleminin iptalini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı kurum vekili; davacının talep dilekçesinin kuruma intikal ettiği 11.01.2016 tarihi itibariyle tescilinin yapıldığını, tescil tarihinin, kuruma intikal eden 31.07.2002 tarihli tevkifata istinaden 01.08.2002’ye çekildiğini, davacının ziraat odası kaydının 03.03.2005 tarihinde sona ermiş olması sebebiyle bu tarihe kadar çalışmasının kurumca kabul edildiğini, dava dilekçesinde bildirilen tevkifatların, kimlik bilgilerinin yetersiz olması sebebiyle kurum kayıtlarına yüklenemediğini, 2013/11 sayılı genelge gereği ziraat odası kaydının sona erdiği tarihe kadar sigortalılığı kabul edilmişse de 5510 sayılı yasanın geçici 63. madde gereği 12 aydan fazla prim borcu bulunduğundan, sigortalılığın, tescil tarihi itibariyle sonlandırıldığını, durdurulan 01.08.2002 – 03.03.2005 tarihleri arasındaki hizmet süresinin de talebine istinaden ek/63 ihya kapsamında borçlandırıldığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davacının ilk defa prim tevkifatının yapıldığı Aralık 1998 tarihini takip eden aybaşı olan 01.01.1999 tarihinden itibaren 2926 sayılı yasaya göre sigortalılığının başlatılması ve Kurumca resen tescil edildiği 11.01.2016 tarihine kadar kesintisiz zorunlu sigortalı olduğu ve aksi yöndeki kurum işleminin iptalinin gerektiği gerekçesiyle “Davanın kabulüne,
Davacı 19448434322 T.C. Kimlik nolu ...’ın 2926 sayılı yasaya göre ilk tevkifatın kesildiği 31/12/1998-11/01/2016 tarihleri arasında söz konusu yasa bağlamında kesintisiz zorunlu tarım Bağ-Kur sigortalı olduğunun tespitine” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davacının ziraat odası kaydının 03/03/2005 tarihinde sona ermesi karşısında 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 01/10/2008 tarihinden sonra 5510 sayılı Kanunun 4/1-b-4 kapsamında sigortalılık şartlarını taşımadığı, ancak bu Yasadan önce yürürlükte olan 2926 sayılı Yasa uyarınca kazanılan sigortalılığının, “kazanılmış hak” ilkesi uyarınca korunması gerektiği, lakin davacının prim kesintilerinin 30/11/2008 tarihinde sona ermesi, takip eden dönemlerde prim kesintisi ile 01/10/2008 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalılık için aranan ziraat odası kaydının olmaması karşısında tarım Bağ-Kur sigortalığının 31/12/2008 tarihinde sonlandırılması gerektiğinin anlaşıldığı,
Buna rağmen, davacının 01/01/2009 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı kabul edilmesine ilişkin Mahkeme kararının hatalı olduğu,
Ayrıca, davacının 01/08/2002 – 31/12/2005 tarihleri arasında ve 30/04/2015 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescilli olması karşısında, bu dönemler yönünden de davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunu kabulde hukuki yararı olmadığı halde bu dönemler yönünden de kabul kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle; “1-Davalı ... Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.3 maddesi gereğince KABULÜNE, Konya 4. İş Mahkemesinin 22/11/2016 tarih, 2016/121 E. - 2016/436 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacı 19448434322 T.C. Kimlik nolu ...’ın 31/12/1998 – 31/07/2002 ve 01/01/2006 – 31/12/2008 tarihleri arasında zorunlu tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun TESPİTİNE” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili; dava dilekçesinde sadece tarım bağ-kur kapsamında hak edilebilecek olan sürelerin tespitini istemelerine, fazla talep ettikleri bi hususun bulunmamasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince kısmen kabul kısmen ret kararı verilerek aleyhe yargılama giderlerine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin hizmet süresi yönünden değerlendirmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla BAM kararının bozulmasını ve düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili; Kurum raporu beklenmeden rapor tanzim edildiğini, davacının 2926 sayılı yasa kapsamında sigortalılığa hak kazanmadığını, davacının talep dilekçesinin kuruma intikal ettiği 11.01.2016 tarihi itibariyle tescilinin yapıldığını, tescil tarihinin, kuruma intikal eden 31.07.2002 tarihli tevkifata istinaden 01.08.2002’ye çekildiğini, davacının ziraat odası kaydının 03.03.2005 tarihinde sona ermiş olması sebebiyle bu tarihe kadar çalışmasının kurumca kabul edildiğini, dava dilekçesinde bildirilen tevkifatların, kimlik bilgilerinin yetersiz olması sebebiyle kurum kayıtlarına yüklenemediğini, kuruma intikal eden 31.07.2002 ve 31.03.2005 tarihli tevkifatlara istinaden davacının borçlandırıldığını, kurum işleminde bir hata bulunmadığını beyan ederek BAM kararının kısmen kabul edilen yönüyle bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
Anılan Kanunun 3.maddesinin (b) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5. maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9.maddesi Kuruma re"sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) maddesinde, köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan tarımsal faaliyette bulunanların sigortalı olacakları, anılan Kanunun 3. maddesinde ise tarımsal faaliyetin, “Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde; ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini ve/veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından; muhafazasını, taşınmasını veya pazarlanmasını,” ifade edeceği, 7. maddenin (b) bendinde sigorta hak ve yükümlülüklerinin “tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten” itibaren başlayacağı, 9. maddenin 1. fıkrasının 5. bendi gereği sigortalılığın “Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca muafiyet kapsamına girdiği yahut 65 yaşını doldurması nedeniyle talepte bulunduğu tarihten,” itibaren sona ereceği, 6. maddenin (ı) bendinde ise, Kamu idarelerinde ve Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin ve 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanların 5510 sayılı Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta hükümleri çerçevesinde sigortalı sayılmayacakları belirtilmiştir. Kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan ve bildirimsiz kalan sigortalılar için 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına eşdeğer bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır. Ayrıca belirtilmelidir ki, tarımsal faaliyete kabul edilebilir süreyi aşar uzunlukta ara verilmesi durumunda Tarım Bağ–Kur sigortalılığının yeniden başlayabilmesi, tescil başvurusu, iradi prim ödeme, prim tevkifatı olgularından herhangi birinin gerçekleşmesine bağlıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.09.2010 gün ve 2010/10-380 Esas - 2010/420 Karar numaralı ilamında da açıklandığı üzere, kendi adına ve hesabına bağımsız tarımsal faaliyete dayalı olarak yetiştirilen ürünlerin teslimi sırasında ürün bedelleri üzerinden tevkifat (prim kesintisi) yapılması durumunda zorunlu sigortalılık hak ve yükümlülüğünün tevkifat tarihini izleyen aybaşından itibaren başlatılarak ait olduğu yılın sonuna kadar ve devam eden yıllarda tevkifatlar var ise devam eden en son yılın sonuna kadar davacının sigortalı olarak kabul edilmesi gerekmekte olup, kamu kuruluşu niteliği taşımayan özel gerçek/tüzel kişilerce tevkifat gerçekleştirilmiş ise prim tutarının Kuruma aktarılması koşulu aranmaktadır.
Dosya kapsamından; davacının, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğüne teslim etmiş olduğu ürünlerden ilk kez Mart 1998’de kesinti yapıldığı, bu kesintinin 20.04.1998 tarihinde Kurum hesabına yatırıldığı, sonrasında Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından Aralık 1998’de kesinti yapıldığı, bu kesintinin 25.01.1999 tarihinde Kurum hesabına yatırıldığı,, Haziran 2002 ve Ocak 2003 tarihlerinde tevkifat kesintilerinin olduğu, ... Süt Gıda Mamulleri San ve Tic. A.Ş. tarafından 15.12.2000 ve 15.08.2003 tarihlerinde, ... Süt Ve Gıda Mamulleri San ve Tic. A.Ş. tarafından 31.01.2000 – 31.12.2001 tarihleri arasında, 31.01.2003, 28.02.2003, 31.03.2003, 31.03.2005 tarihleri ve 30.04.2008 – 30.11.2008 tarihleri arasında, ... Süt ve Gıda Mamulleri San. ve Tic. A.Ş. tarafından 31.01.2001 tarihinde ve ...Süt Gıda Mamulleri San ve Tic. A.Ş. tarafından 30.06.2002 ve 31.07.2002 tarihlerinde kesintilerin yapıldığı, davacının 20.12.2001 – 03.03.2005 tarihleri arasında ... Ziraat Odası kaydı, 23.09.1996 – 24.07.2009 tarihleri arasında Tarım Kredi kooperatifi kaydının bulunduğu, 01.08.2002 – 31.12.2005 tarihleri arasında ve 30.04.2015 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalı olarak tescilli olduğu anlaşılmaktadır.
Ancak kabulüne karar verilen 2006, 2007 yılları ile reddine karar verilen 01.01.2009 – 30.04.2015 dönem yönünden mahkemece davacının sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesi veya tevkifatlarının bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmiştir. Bu nedenle Mahkemece;
1-Herhangi bir tevkifat kaydı olmayan 2006 ve 2007 yıllarında tevkifat olup olmadığı araştırılmaksızın, bu yıllar itibariyle verilen kabul kararı eksik araştırma ve incelemeye dayalı olup, usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece, 2006 – 2007 dönemi içinde ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
2-01.01.2009 – 30.04.2015 arası dönem yönünden Bölge Adliye Mahkemesince ziraat odası kaydı bulunmadığı gerekçesiyle verilen ret kararı yerinde olmayıp, bu dönem yönünden de davacının ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK"nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.07.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.