17. Hukuk Dairesi 2016/11239 E. , 2019/7193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; müvekkillerinin müteveffa ..."nın mirasçısı olduklarını, ..."nın vefat etmeden önce 10/10/2011 tarihinde Akbank ... Şubesi"ne tüketici kredisi almak için başvurduğunu, bu krediyi kullanırken bankada uzun süreli kredi hayat başvuru formunun düzenlediğini ve müvekkilinin sigorta edildiğini, ..."nın 29/09/2012 tarihinde vefatı üzerine müvekkillerinin bankaya başvurduklarını ve “kendilerine 31.500,00 TL"nin ödenmesini” istediklerini ancak davalının 09/11/2011 tarihli yazısı ile “Hayat Sigortaları Genel Şartları’nın C.2/2.2 maddesi gereğince beyan yükümlülüğünün yerine getirilmediği” gerekçesiyle tazminat isteğini reddettiğini, ödememe gerekçesinin haksız olduğunu, başvuru formunda “sağlık beyanı” kısmında sorulara verilen cevapların afaki olarak banka tarafından düzenlendiğini ve muris ..."nın el yazısını içermediğini, bu bölümün banka tarafından bilgisayarda doldurulduğunu ve murisin de sadece imzasının alındığını, kaldı ki beyan edilmediği ileri sürülen hastalıklarla ölüm sebebi olan kalp krizi arasında doğrudan bir bağlantının bulunmadığını, murisin sadece diyalize giren böbrek hastası olduğunu, bunun dışında hipertansiyon ve kalp rahatsızlığının bulunmadığını belirterek, 31.500,00 TL"nin temerrüt tarihi olan 09/11/2012 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; hayat sigortası poliçesinde lehtarın Akbank T.A.Ş olarak gözüktüğünü, lehtarın onayı olmadan herhangi bir davanın açılamayacağını,sigorta ettiren murisin başvuru formunu doldururken doğru beyanda bulunmadığını, OGÜ Hastanesi’nin 09/06/2007 tarihli epikriz raporuna göre murisin 1 hafta süre ile hastanede yattığını, şikayetinin “nefes darlığı” olduğunu ve kendisine “insülin bağımlı diyabetez melitüs, diyabetez melitüs diğer tanımlanmış böbrek komplikasyonu ile birlikte esansiyel hiper tansiyon” tanısının konduğunu, sigortalının sorulan sorulara doğru cevap vermediği gibi mevcut sağlık sorunlarını da gizlediğini, gizlenen bu sorunların kalp krizine sebebiyet verdiğini, bu davranışının kast derecesinde kusuru oluşturduğunu ve müvekkilinin tazminat ödeme borcunu ortadan kaldırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacılar murisi ..."nın ölüm sebebinin sigorta poliçe akdi öncesinde mevcut hastalıklarına bağlı olduğu, bu hastalıklarının poliçe tanzimi sırasında bilinmesine karşın sigortalı tarafından beyan edilmediği, bu hususun kusur olarak kabul edilip edilmediği kasıt derecesinde olduğu, T.T.K. 1439. maddesinde belirtildiği şekilde sigorta ettirenin kasıt derecesindeki beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı olduğu Adli Tıp raporu ile belirlendiğinden sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğünün ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına 10/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.