4. Hukuk Dairesi 2014/4911 E. , 2015/588 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2012
NUMARASI : 2012/175-2012/482
Davacı D.. P.. vekili Avukat Nuri tarafından, davalılar H.. T.. vd aleyhine 20/02/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 21/01/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava yayın yoluyla kişilik hakkına saldırıdan dolayı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı D.. P.. vekili, davalı D. Gazetecilik San. Tic. Ltd. Şti."ne ait Yeni Şafak Gazetesinin 20 Şubat 2011 günlü nüshasında yer alan "S." başlıklı haberde gerçeğe aykırı yayın yapılarak müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürmüştür.
Davalılar vekili, haberin basın meslek ilkelerine uygun şekilde yazıldığını, davacının kişilik hakkına saldırının söz konusu olmadığını, basının haber verme özgürlüğü sınırlarında kaldığını, doğrudan hedef alınmadığını, Sivas ve Başbağlar olaylarına dikkat çekilmek istendiğini, kamu yararının gözetildiğini, o dönemde Ak Parti Konya Milletvekili olan davalı H.. T.."nın beyanlarının yorum yapmadan aynen alındığını savunmuştur.
İlk derece mahkemesi, davacının Sivas katliamının organizatörü olarak gösterilerek halkın kin ve husumetine maruz bırakıldığı böylece kişilik haklarının rencide edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiş; hüküm, Dairemizin çoğunluğunca onanmıştır.
Bilindiği üzere; 37 kişinin katledildiği Sivas olayı 2 Temmuz 1993 günü, 33 kişinin öldürüldüğü Başbağlar katliamı ise bu olaydan üç gün sonra 5 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Her iki katliamın planlayıcıları, azmettiricileri bulunamamış ve olayların perde arkası bu güne kadar aydınlatılamamıştır. Halen Uğur Mumcu, Necip Hablemitoğlu suikastlarında da olduğu gibi, Ülkeyi kaosa sürüklemeyi amaç edinen benzeri daha bir çok olay ve cinayet kamuoyunu tatmin edecek şekilde açıklığa kavuşturulamamasına karşın, kimi menfur hadiseler, bazılarınca gayelerine yönelik kullanılmaya devam edilmektedir.
H.. T.., katliama uğrayan Başbağlar Köylülerinin avukatı ve aynı zamanda dönemin Ak Parti Konya Milletvekili olup, kendisi bu nedenle geniş bir bilgiye sahiptir. Davacı ise, Ergenekon Terör örgütünün kurucusu ve yöneticisi olmak suçundan yargılanan bir kişi ve İşçi Partisi Genel Başkanıdır. Davalı H.. T.."nın bir röportajdaki beyanı haber yapılmıştır. Kaldı ki davacıyı Sivas ve Başbağlar katliamı ile doğrudan ilişkilendiren ve suçlayan bir söylemi yoktur.
Davalı D. Gazetecilik San. Tic. Ltd. Şti. halen Türk Milletinin ilgi alanından çıkmayan olayı siyasi gündemde yeri geldiği için haber yapmıştır. Basının bir milletvekili tarafından yapılan böyle bir beyanatı haber yapmasından doğal bir şey olamaz, basının kamuoyunu bilgilendirme, halkın da haber ve bilgi alma kapsamında, diğer davalı H.. T.. yönünden de düşünce ve kanaat açıklama çerçevesinde değerlendirilmelidir. Yayının, basın hürriyeti bağlamında değerlendirilmemesi gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları karşısında hatalı olmuş, ifade ve medya özgürlüğünü geriye götürmüştür. Tüm bu nedenlerle, davanın tümden reddi ve dolayısıyla yerel mahkeme kararının esastan bozulması gerektiği görüş ve kanaatiyle, Daire çoğunluğunun kararına katılmıyorum.21/01/2015