20. Ceza Dairesi Esas No: 2015/15045 Karar No: 2017/3738 Karar Tarihi: 12.06.2017
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/15045 Esas 2017/3738 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme Kararı: Sulh Ceza Mahkemesinde görülen ve sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkumiyetine karar verilen davada, tebliğ işleminin yapılmaması sebebiyle kararın bozulmasına karar verildi. Yapılan incelemede, sanığın tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olduğu belirlendi ve bu suç nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. Ancak, mahkeme kararında hak yoksunluğuna ilişkin hüküm ve sanığın adli sicil kaydındaki önceki mahkûmiyetlerinin tekerrüre esas alınması gerektiği hükümleri göz ardı edilerek hüküm tesis edildiği için karar bozuldu. Kanun maddeleri olarak TCK’nın 191. maddesi, CMK'nın 223. maddesi, TCK’nın 53. maddesi, TCK’nın 58/7 maddesi ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108/2. maddesi kararda yer aldı.
20. Ceza Dairesi 2015/15045 E. , 2017/3738 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Tebligat memuru, tebliğ yapılacak kişinin veya onun adına tebligatı almaya ehil kişilerin adreste bulunmamaları halinde, bu kişilerin adreste bulunmama sebeplerini araştırmalı, komşu, yönetici, kapıcı vb. kişileri sorarak onların beyanlarını ve imzalarını almalı ya da imzadan imtina etmeleri halinde bu durumu tebliğ mazbatasına şerh etmeden, Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılan tebligat geçersizdir. Somut olayda tebliğ işleminin komşusu ...e muhatabın adreste geçici bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra gelip geleceği durumunu sormadan ve komşusunun imzasını almadan veya imzadan çekinme durumunu belirlemeden, muhtara tebliğ ve 2 no.lu fişin kapıya yapıştırılması ve komşusu....e haber verilerek işlemini tamamlaması karşısında, bu hali ile tebliğ işlemi 7201 sayılı Kanunun 21. maddesi hükümlerine uygun yapılmadığı anlaşılmakla; 7201 sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince sanığın temyiz isteğinin bildirdiği öğrenme tarihi olan 23.12.2013 tarihinden itibaren süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede: 1-Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra; a)Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına", b)Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” Karar verilmesinde zorunluluk bulunması, 2-Kabule ve uygulamaya göre de; a)Sanık hakkında kasıtlı suçtan hapis cezasına hükmedilmiş olmakla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluğuna ilişkin hükmün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, b)TCK’nın 58/7 ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108/2. maddeleri hükmü uyarınca, sanığın adli sicil kaydındaki önceki mahkûmiyetlerinden en ağırının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, bozma nedenlerii dışında diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.