Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3712
Karar No: 2015/583
Karar Tarihi: 21.01.2015

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/3712 Esas 2015/583 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2014/3712 E.  ,  2015/583 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 10/12/2013
    NUMARASI : 2012/479-2013/517

    Davacı S.. S.. vekili Avukat Cemalettin tarafından, davalılar Y.. A.. vdl aleyhine 24/12/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının davalılara yükletilmesine, peşin alınan harcın bundan mahsubuna 21/01/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; davalılar tarafından temyiz edilen hüküm, Dairemiz çoğunluğu tarafından onanmıştır.
    Davalı Y. Ş. Gazetesinin 10/02/2012 günlü nüshasında diğer davalılardan Ö.. A.."ın kaleme aldığı "M." başlıklı köşe yazısı dava konusu yapılmıştır.

    Sözü edilen yazıda, davacı ile dava dışı Cumhuriyet Savcısının MİT Müsteşarının ifadeye çağrılmasındaki yöntem ve Cumhuriyet Başsavcısının bilgilendirilmemesi eleştirilmiş, davacıyı doğrudan hedef alan bir ifade de kullanılmamıştır.
    Bilindiği üzere; basın özgürlüğü, T.C. Anayasası"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı, toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durumda halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
    Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında aynı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinde farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda korumu altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır.
    Somut olayımıza gelince; 7 Şubat 2012 tarihi denince, Türkiye gündemini az çok takip eden her T.C. vatandaşının hatırına MİT Müsteşarı ile Yardımcılarının İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığınca ifadeye çağrılması gelecektir. Bu hadise, Ülkeyi derinden sarsan siyasi ve hukuki çalkantıya yol açmış olup, halen de zaman zaman gündeme gelmekte, tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Yine bu olay sebebiyle Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu"nun 26. maddesinde 6278 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 17/02/2012 tarihinde değişiklik yapılmıştır. Yürütme erki ile bir kısım düşünür, yorumcu ve yazar tarafından buradan hareketle olayda asıl hedefin T.C. Hükümeti ile Başbakan olduğu, bunların sorumluluğuna gidilmeye teşebbüs olarak değerlendirilmiştir.
    Keza, bu hadisenin ardından 2012 yılının Temmuz ayında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca davacının özel yetkisi kaldırılmış, daha sonraki tarihlerde de atama tasarruflarına tabi tutulmuştur.
    Kaldı ki köşe yazısında, güncel olan bir hadise kaleme alınarak, yorumlanmıştır. Özle biçim arasındaki denge bozulmamıştır. Davacının şahsına yönelik hakaret, aşağılama gibi saldırı teşkil eden hiçbir ifade kullanılmamıştır. Hal böyle olunca, kamu görevlisi olan davacının üstün tutulacak korunması gereken hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır.
    Bu itibarla; gerek iç hukukumuza, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yerleşik kararlarına tezat teşkil etmesi nedeniyle, davanın tümden reddi gerektiği görüş ve kanaatinde olduğumuzdan, davayı kısmen kabul eden yerel mahkeme kararını onayan Dairemiz çoğunluğunun kararına katılmıyoruz. 21/01/2015

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi