5. Ceza Dairesi 2013/10616 E. , 2014/2098 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet alma
HÜKÜM : Sanık ..."ın rüşvet alma suçundan, diğer sanıkların değişen suç niteliğine göre görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine, sanık ... hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Suçtan zarar gören Hazine vekilinin 29/08/2012 havale tarihli dilekçeyle sanıklar hakkında verilen hükümleri temyiz ettiği ve bu itibarla da, davaya katılma iradesinin bulunduğu anlaşılmakla 3628 sayılı Kanunun 17 ve devamı maddeleri ile CMK"nın 237/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Hazinenin davaya katılmasına ve sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan dolayı 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olup temyizinin mümkün bulunmadığı, CMK"nın 264. maddesine göre de, kanun yolunun ve merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, katılan Hazine vekilinin bu hüküm yönünden dilekçesinin itiraz niteliğinde kabul edilerek merciince incelenip bir karar verilmek üzere, incelemenin sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine ve taraflar arasında rüşvet anlaşmasının gerçekleşmesine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suçun 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen, sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı ve temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek hükmün CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmaksızın düzeltilmesi mümkün bulunduğundan aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak; mahkemenin alt sınırdan uygulaması da gözetilerek hüküm fıkrasına "Rüşvet almak suçunu 5237 sayılı Kanunun 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanığın 53/5. maddesi uyarınca cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısı olan 1 yıl 8 ay süreyle bu hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık hakkında düzenlenen 13/11/2009 tarihli iddianamede, sanığın rüşvetten pay alacak olması nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen ... ile birlikte gerçeğe aykırı olarak ruhsat talep eden işyeriyle anaokulu arasında 100 metreden fazla mesafe olduğuna ilişkin 10/08/2009 tarihli rapor ile ekli krokiyi hazırladığı şeklindeki anlatıma yer verilmesi ve bu hususun dosya kapsamına göre sabit olması karşısında, eyleminin TCK"nın 204/2. maddesinde düzenlenen kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturduğu gözetilmeden, oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı hukuki değerlendirme sonucu yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
Hükümden sonra 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Kanunun 1. maddesi ile TCK"nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan "kazanç" sözcüğünün "menfaat" olarak değiştirilmesi ve bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının da indirilmesi karşısında TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü karşısında hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Suçun 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen, sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı, katılan Hazine vekili ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.