4. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/3926 Karar No: 2015/579 Karar Tarihi: 21.01.2015
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/3926 Esas 2015/579 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2014/3926 E. , 2015/579 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı İsmail aleyhine 16/12/2009 gününde verilen dilekçe ile kurum zararının tahsilinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/09/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı banka, ... şubesinde 1994-1998 yılları arasında veznedar olarak görev yapan davalının bankayı zarara uğrattığının müfettiş raporu ile tespit edildiğini belirterek uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı ise, 01/12/2008 hakim havale tarihli dilekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, 27/10/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporu dikkate alınarak davalının ikinci derece imza yetkilisi mükerrer ödemeye sebep olan tediye fişlerini imzalamak suretiyle bankayı zarara uğrattığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yasalarda def’i, davalının yerine getirmesi gereken bir edimi, özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına olanak sağlayan bir hak olarak tanımlanmaktadır. Bunlardan birisi olan zamanaşımı def’i, davalı tarafından süresinde ve usulüne uygun olarak ileri sürüldüğü takdirde davanın esasının incelenmesine geçilemez ve bu def’i hadise şeklinde, bir ön sorun olarak incelenip karara bağlanır. Eğer zamanaşımı gerçekleştiği sonucuna varılırsa dava salt bu nedenle reddedilir. Kararı temyiz eden davalı süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def"inde bulunmuş, davacı yanca da zamanaşımı def"ine açıkça karşı konulmamıştır. Yerel mahkemece öncelikle zamanaşımı def"i konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.