22. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/25986 Karar No: 2019/24278 Karar Tarihi: 24.12.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/25986 Esas 2019/24278 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2016/25986 E. , 2019/24278 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, fazla çalışma, hafta tatili ücreti ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Karar, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ile ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hususu uyuşmazlık konusudur. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen alacakların ödendiği varsayılır. Söz konusu alacaklara dair iddianın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, talep edilen ihtilaf konusu işçilik alacaklarının bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma yapıp yapmadığı araştırılmalıdır. Aynı ispat kuralları hafta tatili ile genel tatil ücreti alacağı için de geçerlidir. Somut olayda; davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacakları davacı tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Ancak davacı tanıklarının beyanlarından davalı işverene karşı davaları olduğu, bir başka deyişle davacı tanıkları ile davalı işveren arasında husumet bulunduğu anlaşılmaktadır. Husumetli tanık anlatımları yan deliller ile desteklenmedikçe hükme esas kabul edilemez. Davalı tanık bildirmemiştir. Dosya içerisinde, davacı iddiasını destekleyen davacının husumetli tanıklarının anlatımı dışında bir başka delil de bulunmamaktadır. Bu durumda Mahkemece fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücret alacaklarının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Diğer yandan, Mahkemece davacının kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, yemek yardımı, yakacak yardımı, izin yardımı ve bayram harçlığı taleplerinin belirsiz alacak davası olarak talep edilemeyeceği gerekçesi ile ilgili alacaklar için hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş ise de, davacı davasını kısmi dava olarak açmıştır. O nedenle Mahkemenin bu gerekçesi isabetsiz olmakla birlikte; ilgili alacakların ödendiğinin anlaşılması karşısında taleplerin esastan reddine karar verilmesi gerekir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 24.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.