(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/203 E. , 2021/3010 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, Çat İlçesi Işkınlı Mahallesi (Köyü) çalışma alanında bulunan 103 ada 300 ve 301 parsel sayılı 11.495,40 metrekare ve 85.543,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, ...’in zilyetliğinde bulunduğu belirtilerek, kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırılmıştır. Davacı ..., tapu kaydı, vergi kaydı, miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tespitin iptali ile taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 103 ada 300 ve 301 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin ayrı ayrı iptali ile çayır niteliğiyle ve aynı yüz ölçümünde, Çat Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/38 Esas, 2011/51 Karar sayılı, 10.05.2011 tarihli veraset ilamına göre miras payı oranında, (ölü) ...’in mirasçılarından davacı ... adına, kalan kısmının davalı Hazine adına, davalı 103 ada 300 ve 301 parsel sayılı taşınmazların tamamı 483840 pay kabul edilerek, 7680 payın ... adına, 476160 payın Hazine adına hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsadığı, tapu kaydının gayri sabit sınır olduğundan miktar fazlası üzerinde de davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, tapu kaydının tüm oluşum belgeleri ile varsa haritası getirtilmemiş, tapu kaydı mahalline yöntemince uygulanıp kapsamı belirlenmemiş, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmamış ve fen bilirkişi raporunda tapu kaydında belirtilen sınırlar kroki üzerinde tek tek gösterilmemiştir. Öte yandan, yöntemine uygun mera araştırması yapılmamış, bir taşınmazın geçmişteki ve şimdiki niteliğini, sürdürülen zilyetliğin süresini ve şeklini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından yararlanılmamış, taşınmazların sınırında dere bulunduğu halde jeolog bilirkişisinden rapor alınmamış, üçlü ziraatçı bilirkişi kurulundan somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı gerekçeli rapor almak yerine hüküm kurmaya elverişli bulunmayan tek ziraatçı bilirkişi tarafından hazırlanan rapora dayanılarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacı tarafın dayandığı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri, varsa haritası ve tüm oluşum belgeleri ile çekişmeli taşınmazları çevreleyen komşu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının onaylı örnekleri ile varsa dayanağını oluşturan kayıtlar ve kadastro sonucu oluşturulan tapu kayıtları getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, bu şekilde dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından ayrı ayrı seçilecek 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile teknik bilirkişi, jeolog bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulunun katılımıyla yeniden keşif icra edilmeli ve yapılacak bu keşif sırasında davacı tarafın dayandığı tapu kaydı ve haritası uygulanıp, kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli, haritasının uygulama kabiliyetinin bulunmaması durumunda ise tapu kaydının hudutlarının mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli; çekişmeli taşınmazın, tapu kaydının kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı, bu kapsamda, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar- ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın niteliğine ve fiziksel özelliklerine ilişkin çevre parsellerle karşılaştırmalı gözlemi tutanağa aynen yansıtılmalı; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, taşınmazların toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, mera vasfı taşıyıp taşımadığını, davacının iddiasına konu bölüm ile mera parselleri arasında doğal ya da yapay ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiğini açıklayan, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; taşınmazların her yönünden tüm özelliklerini gösterir (özellikle taşınmazın iddiaya konu bölümü ile geriye kalan bölümünün sınırını gösterir şekilde) fotoğrafları çektirilmeli; teknik bilirkişiye, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmeli; jeolog bilirkişisinden, dava konusu taşınmazların sınırında bulunan derelerin aktif dere olup olmadığı, çekişmeli taşınmazların dere yatağında kalıp kalmadığı ya da dereden kazanılıp kazanılmadığı ve derenin aktif etki alanında kalıp kalmadığı hususlarına ilişkin rapor düzenlenmesi istenmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğini, mera vasfında olup olmadığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; bundan sonra iddia ve savunma doğrultusunda toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."na iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.