Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi 3.kişi vekili başvuru dilekçesinde; borçlu adına kayıtlı  dairenin  ihale edildiğini, ancak taşınmazın tescil belgesine daire yazıldığını ve  dairenin adına tescil edildiğini, fiili olarak numaralı daireyi kullandığını, müvekkilinin de fiilen  kullandığı daireyi satın aldığını, tapu sicilinde devredilen dairenin numaralı daire olduğunu, bu yanlışlığın icra müdürlüğünce tescil belgesi düzenlenirken taşınmazın bilgilerinin yanlış yazılmasından kaynaklandığını,taşınmazın ferdileştirme işleminden sonra  bilgilerinin .... daire olarak değiştiğini, tescil belgesindeki yanlışlığın düzeltilmesi için icra müdürlüğüne başvurduklarını, ancak taleplerinin reddedildiğini beyan ederek icra müdürlüğü kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Her ne kadar mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmişse de; taşınmaz icra müdürlüğünce ihale edildikten sonra tescil edilmiş, ardından da tapu sicilinde devredilmiş olup, bu aşamadan sonra ihtilafın genel mahkemede yapılacak yargılama ile çözüme kavuşturulması zorunlu bulunmaktadır.
O halde mahkemece belirtilen nedenlerle istemin reddi  gerekirken  kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. 
SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.