11. Ceza Dairesi 2018/3609 E. , 2018/5424 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Hırsızlık
HÜKÜM : Sanığın her iki suçtan mahkumiyetine
1- Hırsızlık suçu yönünden yapılan incelemede;
Olay günü sanık ..."ın, şikayetçinin iş yerinde tıbbi malzeme alacağını söyleyerek fiyatlar sorup şikayetçi ile yakınlık kurduğunun, şikayetçinin çay ikram etmek için mutfağa gittiği sırada masaya bıraktığı cep telefonunu alarak iş yerinden çıktığının ve suça konu olan cep telefonunu ... adına düzenlenmiş kendi fotoğrafının bulunduğu sahte nüfus cüzdanı ile tanık olarak beyanına başvurulan Yasemin Karaman"ın eşinin Ankara Ulus"taki cep telefonu alım-satımı yapılan işyerine sattığının iddia ve kabul edildiği olayda; cep telefonunu alma eyleminin TCK"nın 142. maddesinin 1. fıkrasının suç tarihinde yürürlülükte olan (b) bendinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan incelemede;
Sanığın ... adına düzenlenmiş kimliğe kendi fotoğrafını yapıştırıp kullanmaktan ibaret sahtecilik eyleminde, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 gün 2011/8-335 Esas, 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili aldatmanın, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği cihetle; belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığının takdir ve tayini hakime ait olup,
suça konu ..."nın kimlik bilgilerini içeren üzerinde sanığa ait fotoğraf bulunan nüfus cüzdanı aslının araştırılarak getirtilip duruşmada incelenmek suretiyle yasal unsurlarının tam olup olmadığı ve aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunda gözlem yapılması, denetime imkan verecek şekilde belge aslının dosya içerisinde bulundurulması, nüfus cüzdanı aslının ele geçirilememesi halinde ise şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca aldatma niteliği tespit edilemeyeceğinden unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, hırsızlık suçu yönünden Başkan Vekili ..."nın karşı oyu ve oyçokluğu ile sahtecilik suçu yönünden oybirliği ile 06.06.2018 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
(Hırsızlık suçu yönünden)
A) TARTIŞMANIN KONUSU:
Hırsızlık suçunun, bina veya eklentisi içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlendiğinin kabul edilebilmesi için, eşyanın bina veya eklentisi içinde bulunmasının yanında, ayrıca muhafaza altına alınmış olması da gerekli midir?
B) KONUYA İLİŞKİN YASA HÜKMÜ:
TCK"nın 142. maddesinin 2. fıkrasının (h) bendinde,“bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlenmesi”, hırsızlık suçunun nitelikli hali olarak düzenlenmiştir.
Aynı hüküm daha önce 142. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde yer almakta iken, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla 142. maddenin 2. fıkrasının (h) bendine alınmıştır.
C) OLAY VE YARĞILAMA SÜRECİ:
Sanık 19.05.2010 tarihinde, şikâyetçinin tıbbî malzeme satışı yaptığı işyerine girerek tıbbî malzeme alacağını söylemiş ve içecek bir şey olup olmadığını sormuş, şikâyetçinin çay almak için mutfak bölümüne geçtiği sırada, masanın üzerindeki cep telefonunu alarak çıkmıştır.
Sanık hakkında, hırsızlık suçundan TCK"nın 141. maddesinin 1. fıkrası uyarınca cezalandırılması isteğiyle kamu davası açılmış; yapılan yargılama sonucu, sanığın belirtilen fıkra uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hüküm, Cumhuriyet savcısı tarafından sanığın eyleminin TCK"nın 142. maddesinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gerekçesiyle; ayrıca sanık tarafından temyiz edilmiştir.
Daire çoğunluğu tarafından, sanığın eyleminin TCK"nın 142. maddesinin 1. fıkrasının suç tarihinde yürürlükte olan (b) bendinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul edilmiş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D) KONUNUN TARTIŞILMASI:
Yasa koyucu bu nitelikli hali düzenlerken, eşyanın bina veya eklentisi içinde olmasını yeterli görmemiş, ayrıca muhafaza altına alınmış olmasını da aramıştır. Muhafaza altına alma koşulu aranmasaydı, düzenleme “hırsızlık suçunun, bina veya eklentisi içinde bulunan eşya hakkında işlenmesi” şeklinde yapılırdı.
Sözü edilen nitelikli halin gerçekleşmesi için,“eşyanın yalnızca bina veya eklentisi içinde bulunması yeterli olmayıp, ayrıca muhafaza altına
alınmış olması da gerekir. Dolayısıyla bina içinde bulunan her eşyanın alınması bu nitelikli halin uygulanması bakımından yeterli değildir. Örneğin bina içinde bırakılmakla birlikte, muhafaza altına alınmış olmayan, açıkta veya ortalıkta bırakılan eşyanın alınması halinde bu nitelikli hal oluşmayacaktır.” (KOCA, Mahmut/ ÜZÜLMEZ, İlhan: Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 4. Baskı, Ankara 2017, s. 563; TEZCAN, Durmuş/ ERDEM, Mustafa Ruhan/ ÖNOK, R. Murat: Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 15. Baskı, Ankara Ekim 2017, s. 684.)
Somut olayda sanık, işyeri içindeki masa üzerinde açıkta bulunan cep telefonunu alıp çıkmıştır. Cep telefonu işyeri içinde olmakla birlikte muhafaza altına alınmış değildir. Sanığın fiili, TCK"nın 141. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen hırsızlık suçunun temel şeklini oluşturmakta olup yerel mahkemenin uygulaması doğrudur.
D) SONUÇ:
Hükmün onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.06.06.2018