11. Hukuk Dairesi 2019/2118 E. , 2020/689 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/12/2017 tarih ve 2016/369 E- 2017/442 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 14/02/2019 tarih ve 2018/759 E- 2019/154 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Sivas’ta 1994 yılından bu yana “ÖZBENGİ PARFÜMERİ” markası ve ticaret unvanı ile 03. ve 35. sınıflardaki mal ve hizmetlerde faaliyet gösterdiğini, zaten kullanmakta olduğu “ÖZBENGİ PARFÜMERİ” ibaresi için 2014/106705 başvuru numarası ile marka tescil başvurusunda bulunduğunu, davalının 2012/06877 sayılı “ÖZBENGİ KOZMETİK” ibareli markasına dayalı olarak başvuruya itiraz ettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığının itirazı reddettiğini, bu karara yönelik itirazın ise YİDK tarafından kabul edildiğini ve başvuru kapsamından 35. sınıftaki bir kısım hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarıldığını ileri sürerek YİDK"in 2016-M-6077 sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPMK vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının kardeşi olduğunu, “ÖZBENGİ PARFÜMERİ” ibaresinin babalarına ait olup tüm toptan kozmetik camiasında babasına ait bir marka olarak bilindiğini, babalarının vefatıyla da bu markayı aralıksız olarak kendisinin kullandığını, davacının ibare üzerinde hiçbir hakkının bulunmadığını, "ÖZBENGİ" markası üzerindeki öncelik hakkının davacıya ait olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu başvuru kapsamından çıkarılan 3. sınıftaki bir kısım malların satışına özgü mağazacılık hizmetlerinin davalı markasının kapsadığı mallarla benzer ve ilişkili olduğu, işaretler arasında da benzerlik bulunduğu, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi koşullarının gerçekleştiği, 556 sayılı KHK’nın 8/3 ve 8/5 maddelerinde yer alan ve tescilde öncelik ilkesinin istisnasını oluşturan haklar, marka sahibine kendi markasını tescil hakkı değil, gerçek hak sahibi olduğu markanın başkaları adına tescilini önleme hakkı verdiği, somut olayda davalı markası hükümsüz kılınmadıkça davacı markasının “gerçek hak sahipliği” iddiasıyla tescilinin olanaksız bulunduğu, öte yandan davalının redde mesnet alınan 2012 06877 sayılı "ÖZBENGİ KOZMETİK" ibareli markasının, daha öncesinde, 35. sınıftaki hizmetler için davacının gerçek hak sahipliği iddiası üzerine davalı Kurum tarafından reddedildiği ancak söz konusu YİDK kararı yargı denetiminden geçmeden kesinleştiğinden, bu durumun, somut olayda iltibasa dayalı tescil engelini ortadan kaldırmadığı, işyerinin devrinin, aksine hüküm olmadıkça tescilli/tescilsiz marka devrini de kapsayacağı, bu bağlamda ÖZBENGİ markasının gerçek hak sahibinin davalı olduğunun söylenebileceği, dolayısıyla davacının, davalıya karşı gerçek hak sahipliği iddiasına dayanmasının, davacının gerçek hak sahipliği durumu yargı kararı ile tespit edilmedikçe mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "özbengi parfümeri" ibareli başvuru ile redde mesnet "Özbengi kozmetik+şekil" ibareli marka arasında, başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler yönünden 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, işbu davanın YİDK kararının iptali istemine ilişkin olduğu ve redde mesnet marka hükümsüz kılınmadıkça başvuru sahibinin gerçek hak sahipliği iddiasına dayalı olarak başvurunun tescilinin mümkün olmadığıgerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.