20. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/8243 Karar No: 2020/1083
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8243 Esas 2020/1083 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Taraflar arasındaki kadastro davasında, davalılara çıkartılan gerekçeli karar tebligatlarının doğru şekilde yapılmadığı tespit edilmiştir. Tebligat Kanunu'nun \"Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat\" başlıklı 16. maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesi incelendiğinde, tebliğ yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebligatın kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılması gerektiği belirtilmektedir. Ancak, adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür. Bu nedenle, sayılan davalılara çıkartılan tebligatların usülüne uygun olarak tebliğ edilmediği tespit edilmiştir. Kararda, davalılara usülüne uygun tebligat yapılması gerektiği ifade edilerek, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca tebliğ işleminin düzenlenip eksikliklerin giderilmesi gerektiği belirtilmiştir.
20. Hukuk Dairesi 2017/8243 E. , 2020/1083 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davalılar ... ve ...’a çıkartılan gerekçeli karar tebligatlarının davalılar ayrı adreslerde ikamet ettikleri halde, davalı ...’ın eşi ...’a yapıldığı, davalılar ..., ..., ..., ..., ... gerekçeli karar tebligatlarının doğrudan MERNİS adreslerine MERNİS ibareli olarak çıkartıldığı ve Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre muhtara bırakıldığı anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanununun; “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır. Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır (Teb. K. m. 10/1). Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür. Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligatın yapılması; yapılan tebligatı usulsüz kılar (Teb. K. m. 10/2). Anılan hükümler karşısında sayılan davalılara çıkartılan tebligatların usülüne uygun olarak tebliğ edilmediği gözlemlenmiştir. Temyiz incelemesi yapılabilmesi için; Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,...’e 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yöntemine uygun biçimde gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin tebliğ edilerek bu noksanlığın giderilmesi, usulüne uygun tebligattan sonra temyiz süresinin beklenilmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesi, Ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/3. ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddeleri uyarınca tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi listesine bağlandıktan sonra gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Değinilen eksikliklerin giderilmesi için, dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine 27/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.