2. Hukuk Dairesi 2021/896 E. , 2021/2155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Velayet düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilke “Çocuğun üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m.1; Türk Medeni kanunu m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b)"dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Anne ve babanın yararları boşanmadaki kusurları, ahlâki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. İlk derece mahkemesince tarafların ortak çocukları olan 2010 doğumlu Hatice’nin velâyeti davalı anneye verilmiş, davacı baba tarafından velâyet ve iştirak nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davacı baba, annenin küçük Hatice’yi dedesi ve teyzesine bırakarak başka bir erkek ile farklı bir şehirde yaşadığını beyan etmiştir. Dosya kapsamındaki 12.06.2020 tarihli uzman raporunda annenin bir erkek ile Kayseri’de, çocuğun da kadının ailesi ile birlikte Maçka’da yaşadığı, annenin on aydır velayet görevini ihmal ettiği ve velayetinin babaya verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olacağı belirtilmiştir. Küçük Hatice, uzman raporundan çok kısa bir zaman sonra, 16.06.2020 tarihli duruşmadaki beyanında “annesi ile yaşadığını” söyleyerek velâyetinin anneye verilmesini istemiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, annenin Kayseri’de, küçük Hatice’nin annenin ailesi ile birlikte Maçka’nın bir köyünde yaşadığı ve en son alınan sosyal inceleme raporunda annenin velayet görevini on aydır ihmal ettiği yönünde uzman görüşü bildirildiği anlaşılmış olup; mahkemece babanın iddiaları ve dosya kapsamındaki bilgi, belge ve tespitler çerçevesinde; psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan heyete inceleme yaptırılarak (4787 sayılı Kanun m.5), tarafların fiilen bulundukları yerin barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması, çocuğun mahkeme huzurunda yeniden görüşünün alınması ve toplanılan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeple, bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre iştirak nafakasına dair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.10.03.2021 (Çrş.)