4. Ceza Dairesi 2016/9578 E. , 2020/6987 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, 6136 sayılı Kanuna muhalefet, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A-Sanık hakkında olası kastla silahla yaralama ile 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Sanığa yükletilen 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve olası kastla silahla yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunlarda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı, TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararın ve TCK"nın 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun uygulanma süresi ve şeklinin Kanunda öngörülen biçimde infaz aşamasında gözetilebileceği,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
Tekerrüre esas alınan önceki mahkumiyetin, kesin nitelikteki adli para cezasından ibaret olması karşısında, sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık ..."ın temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısmın hükümden çıkarılması biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümlerin, bu bağlamda ONANMASINA,
B-Sanık hakkında silahla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizine gelince;
1)Mağdur ..."ın kayınvalidesinin kiracısı olan sanığın cezaevinde bulunduğu sırada sanığın eşinin eve yabancı erkekler aldığı yönünde dedikoduları duyan ..."ın sanık ile olay günü öğle saatlerinde karşılaşması üzerine evden çıkmasını isteyerek sanık ile tartışması, tartışma sırasında mağdur ..."ın adli emanette bulunan bıçak ile sanığı tehdit etmesi ve tanıkların araya girmesi üzerine olayın yatışması, mağdurlardan ..."in yargılama beyanı ile de doğrulandığı üzere mağdurlar ..., ..., ... ve ..."ın olay günü öğle saatlerinde ... ile sanık arasında meydana gelen tartışmayı konuşmak için sanığın ikametinin önüne geldiklerinin sabit olması, tanık ..."ın beyanında belirttiği üzere mağdurlardan ... ve..."in sanığı tehdit ettikleri ve sanığın emaneten tanık ..."dan aldığı aracın lastiklerinin kesilmiş olması ayrıca tanığın iddiasına göre mağdur ..."ın tanığı kafa atmak suretiyle yaralaması, tanığın beyanı ile örtüşen şekilde alnında yaralanmasının bulunması, sanığın aşamalarda ikametinin dışında kendisine tehditte bulunan ve yakını tanık ..."ı yaralayan ..., ..., ... ve ..."ın tanık ..."ın peşinden evin içerisine girmeleri üzerine almış olduğu silahla yere doğru iki el ateş ettiğini, kaçan şahısların ardından dışarı çıktığında bu şahısların üzerine geldiğini görmesi üzerine kendisini ve ailesini korumak için yere doğru ateş ettiğini savunması ve bu savunması ile örtüşen şekilde sanığın ikametinin içerisinde sanıktan teslim alınan silahtan atıldığı tespit edilen boş kovan ve mermi parçalarının bulunması, yine olay sırasında yaralanan mağdur ..."nın sanıkların çay ocağında oturdukları sırada sanığın kendilerine doğru ateş ettiklerine ilişkin savunmalarının aksine olacak şekilde olay sırasında işyerinin karşısında bulunan fırının önünde sigara içtiği sırada kendisinin de ikameti olan yerden silah sesleri gelmeye başladığını ve ismen tanıdığı ..., ... ve ..."ın ikametinin önünden kendisinin bulunduğu yere doğru kaçtıklarını ve sanığın da elindeki silahla ateş ettiğini gördüğünü beyan etmesi, olay tutanağından da anlaşılacağı üzere mağdurların sanığın ikametine girmesi üzerine sanığın ikametinin arka tarafına bahçeye doğru giderek bahçe kapısı ve camlarını zorlamaları ve sanığın silahla ikametinin arka tarafına doğru gittiği sırada polisler tarafından yakalanması karşısında, sanığın eylemini kendisine veya yakınlarına karşı gerçekleşmesi muhakkak olan haksız bir saldırıyı ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleştirip gerçekleştirmediği üzerinde durularak TCK"nın 25. maddesinde düzenlenen meşru savunma kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak, sonucuna göre sanık hakkında TCK"nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılmaması,
2)Kabule göre de;
a-Tekerrüre esas alınan mahkumiyetin, kesin nitelikteki adli para cezasından ibaret olması karşısında, sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
b-Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı, TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararın ve TCK"nın 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun uygulanma süresi ve şeklinin Kanunda öngörülen biçimde uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.