3. Hukuk Dairesi 2018/1433 E. , 2018/2843 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının darp ederek evden kovması sonucu baba evine sığındığını, dava konusu eşyaların tamamının davalıda kaldığını, baba evine dönerken hiçbir eşyasını ve takısını alamadığını, müşterek düğün eşya senedi ile bağışlanan ve davalıya teslim edilen eşyaların 1/2"sinin mülkiyetinin kendisine geçtiğini belirterek, müşterek düğün eşya senedi başlıklı hibe sözleşmesindeki eşyaların tespiti ile eşya bedellerinin 1/2"sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacıya şiddet uyguladığı iddialarının asılsız olduğunu, davacının evliliğin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, nedensiz olarak ortak konutu terk ettiğini, eşyaların ortak konutta olduğunu, altınların birkısmının davacı tarafından harcandığı, kalan altınların da davacının üzerinde olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının ziynet eşyalarına dair iddialarını ispatlayamadığı ve eşya senedinde yazılı olan çeyiz eşyalarını yanında götürmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 3.235,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun “İspat Yükü” başlıklı 6.maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” ifadesine yer verilmiştir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
6100 sayılı HMK m.189/3 maddesi "Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususla, başka delillerle ispat olunamaz." hükmünü amirdir. Aynı Kanunun 200/I maddesi "senetle ispat" ve 200/II maddesinde de “senetle ispat gereken hallerde karşı tarafın açık muvafakati ile tanık dinlenebileceği” hususları düzenlenmektedir. Yine, aynı kanunun 201.maddesinde de; "Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler … liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz." denilmekte; 203.maddesinde de; "senetle ispat zorunluluğunun istisnaları" düzenlenmiş ve hangi hallerde tanık dinlenebileceği belirtilmiştir.
Somut olayda; 16.11.2006 tarihli "Müşterek Düğün Eşya Senedi"nde "... eşyaları kızın eşi ... asağıda isimleri yazılı şahitler ve muhtar heyeti huzurunda teslim almış olup ihtilaf vukuunda eşyaların 1/2"sini geri iadeceğini taahhüt etmiştir." yazılması suretiyle, davalının ziynet ve çeyiz eşyalarını teslim alarak senedi imzaladığı anlaşılmaktadır .
Eldeki dava, mehir senedinden dolayı ziynet eşyalarının teslimi ya da bedellerinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre; konunun ispat hukuku açısından ele alınması gerekir.
Dava konusu eşyaları taraflar arasında senede bağlanmış olup davalıyı bağlar. Taraflar arasında düzenlenen çeyiz senedinde açıkça, davacı ve davalıya ait olduğu kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyalarının davalıya teslim edildiği belirtilmiştir. Dolayısıyla, çeyiz senedindeki bu beyanların aksini, ziynet eşyalarının davacıda olduğu iddiasını davalı ispatlamakla yükümlüdür.
Dava konusu uyuşmazlıkta, mahkemece ispat külfetinin davalı tarafta olduğu gözetilmeksizin; davacının ziynet eşyalarına dair iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
O halde; anılan çeyiz senedine karşısında ispat külfetinin davalıda olduğu kabul edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile davacının çeyiz senedinde yazılı ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.