
Esas No: 2015/17531
Karar No: 2018/783
Karar Tarihi: 12.02.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/17531 Esas 2018/783 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda kamu orta malı-mera vasfıyla kayıtlı bulunan eski 402 parsel sayılı 18.640.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 101 ada 365 parsel numarasıyla ve 22.234.012,53 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiş, bilahare itiraz üzerine komisyon kararı ile yüzölçümü 22.200.027,35 metrekare olarak düzeltilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında, murisi adına kayıtlı olup çekişmeli taşınmaza komşu ... Köyünde bulunan taşınmazların davalı mera parseli içerisine dahil edildiğini öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli 101 ada 365 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü ve sınırları düzeltilmiş olarak uygulama paftasında olduğu gibi tapu kütüğüne aynen aktarılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesinde yer alan düzenlemeye göre, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan eksikliği görülen ve zemindeki sınırları gerçeğe uygunluk göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde yeniden kadastro yapılabilirse de bu hallerde mülkiyet ihtilafı çıkarılamaz ve çalışmalar sadece taşınmazların geometrik durumlarını belirlemek üzere teknik çalışmalarla sınırlıdır. Somut olayda; davacı ... vekili tarafından çekişmeli taşınmazın uygulama kadastrosunun askı ilan süresi içerisinde, davacının murisine ait taşınmazların çekişmeli taşınmaza dahil edildiği ileri sürülerek dava açılmış, 16.2.2015 tarihli celsede ise davacı vekili; davacı ve murislerinin çekişmeli taşınmazın bulunduğu köye komşu köyde ikamet etmekte iken husumet nedeniyle köyü terk ettiklerini ve arazilerinin de bu nedenle ekilmediğinden mera olarak tespit gördüğünü, iradi terkin söz konusu olmadığını, ayrıca köy sınırı değiştirilerek kendilerine ait taşınmazlar komşu köyde tespit edildiğinden bu durumu öğrenemediklerini belirterek mera parseli içerisinde kaldığını ileri sürdükleri taşınmazın davacı adına tescilini istemiştir. Dolayısıyla; davacı tarafından her ne kadar bölgede 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun (22/a) maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna ilişkin askı ilan süresi içinde dava açılmış ise de, uyuşmazlığın uygulama kadastrosundan değil, mülkiyet ihtilafından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazın tesis kadastro tutanağı dava tarihinden daha önceki tarihte kesinleşmiş olup, kadastro tespiti kesinleşen taşınmazlar hakkında mülkiyet iddiası ile açılacak davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Hal böyle olunca; mahkemenin görevsizliğine, uygulama tutanağının aslının usulüne göre kesinleştirilme işlemi yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğü"ne iadesine, kadastro tutanağının bir örneği içine konulmak suretiyle dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.