3. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/12079 Karar No: 2018/2839 Karar Tarihi: 22.03.2018
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/12079 Esas 2018/2839 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2016/12079 E. , 2018/2839 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl vasiyetnamenin iptali ve birleşen tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar/birleşen davacılar; murise ait ... Noterliğinin 12/01/2014 tarih ve 263 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde vasiyetnamenin şekil koşuluna uygun hazırlanmadığını, murisin aldatılarak vasiyetnameye zorlandığını, gerçek iradesine uygun olmadığını, fiil ehliyeti bulunmadığını, belirterek vasiyetnamenin iptalini, birleşen davada ise saklı paylarının ihlal edildiğini belirterek, tenkis kararı verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalılar/birleşen davalılar; davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) HMK"nun 166.maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak; birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir. Somut olayda; asıl ve birleştirilen davalar için ayrı ayrı hüküm kurulmamış, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri ayrı ayrı tayin edilmemiştir (HMK. Md 297). Hal böyle olunca, mahkemece; birleştirilen dava için ayrı hüküm kurularak yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken, bu ilke gözardı edilerek, infazı kabil olmayacak şekilde yukarıdaki gibi hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-) Bozma nedenine göre, davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.