5. Ceza Dairesi 2012/14071 E. , 2014/2065 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 14 - 2012/158978
MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/07/2011
NUMARASI : 2003/45 Esas, 2011/186 Karar
SUÇ : Resmi evrakta sahtecilik, dolandırıcılık, emniyeti suistimal, suç işlemek için teşekkül oluşturmak
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanıklar O.. G.. ve G.. Ç.. müdafiilerinin tayin olunan sonuç ceza miktarına nazaran duruşmalı temyiz talebinin CMUK"nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE, CMK"nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunduğu ve hükmün 22/05/2012 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edildiği nazara alınarak 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetki uyarınca katılma talebinin sadece zimmet suçu yönünden kabulüne, incelemenin zimmet suçu yönünden Hazine vekilinin ve sanıklar müdafiilerinin, resmi evrakta sahtecilik suçu yönünden ise sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun “lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul” başlıklı 9. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme uyarınca sanıkların belgelerde sahtecilik yapmak suretiyle nitelikli zimmet suçunu işlediği kabul edilerek 765 sayılı TCK"ya göre hüküm kurulması durumunda, ayrıca bu suçun unsuru niteliğindeki resmi evrakta sahtecilik suçundan cezalandırılamayacağı, buna karşın 5237 sayılı TCK"nın tercih edilmesi durumunda bu Kanunun 212. maddesinin açık hükmü karşısında nitelikli zimmet suçu yanında resmi evrakta sahtecilik suçundan da cezalandırılmalarının gerekeceği ve 5252 sayılı Yasanın 9/3, CMK"nın 34 ve 230. maddeleri uyarınca lehe olan hükmün 765 sayılı TCK"nın 202/2-3, 80, 59 ve 5237 sayılı TCK"nın 247/1-2, 248/2, 43, 62, 204/2, 43, 62. maddeleri uyarınca ayrı ayrı hükümler kurularak ortaya çıkan sonuçlarının birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi zorunluluğu nedeniyle nitelikli zimmet suçundan 5237 sayılı TCK"nın tercih edilmesi durumunda resmi evrakta sahtecilik suçundan da ancak bu Kanuna göre ceza tertip edilebileceği gözetilmeksizin, nitelikli zimmet suçundan 5237 sayılı TCK"ya göre hüküm kurulduğu halde, resmi evrakta sahtecilik suçundan 765 sayılı TCK hükümlerine göre hüküm kurulması suretiyle karma uygulama yapılması,
Sanıkların, 2000 – 2002 yılları arasında 64.705,45 TL"yi zimmetlerine geçirmeleri şeklinde gerçekleşen eylemleri nedeniyle haklarında TCK"nın 3 ve 61. maddeleri birlikte değerlendirilerek zimmete geçirilen miktarın suç tarihi itibariyle yüksek değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, eylemlerin uzun bir zamana yayılmasına bağlı suç işleme konusundaki ısrarları, suç kasıtlarının yoğunluğu gözetilerek alt sınırdan daha fazla uzaklaşılmak suretiyle tayin edilmesi gerekirken eylemler ve suçların ağırlığı ile orantılı olmayacak şekilde cezalar tayin edilmesi,
Kabule göre de;
Sanıkların zimmet eylemini aynı suç işleme kararıyla değişik zamanlarda birden fazla kez işlediğinin anlaşılması karşısında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Suçların 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen sanıklar hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiileri ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.