Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/3234
Karar No: 2014/11554
Karar Tarihi: 18.11.2014

Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2014/3234 Esas 2014/11554 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2014/3234 E.  ,  2014/11554 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 9 - 2013/168468
    Mahkemesi : Turgutlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 12.03.2013
    Numarası : 2012/73 - 2013/127
    Suç : Suç uydurma

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    TCK"nın 271/1. maddesinde öngörülen hapis cezasının alt sınırının gösterilmemiş olması nedeniyle anılan Kanunun 49/1. maddesi hükmü karşısında hapis cezasının alt sınırının bir ay olduğu gözetilmeden mahkemece alt sınırdan ceza verileceği belirtilmesine rağmen temel cezanın 1 yıl olarak tayin edilmesi suretiyle hükümde çelişkiye düşülmesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle, bozma gerekçesinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY:
    TCK"nın 271. maddesinde tanımlanan “suç uydurma” suçunun oluşabilmesi için failin, yetkili makamlara, işlenmemiş olan bir suçu, işlenmiş gibi ihbar etmesi; aynı Kanunun 270. maddesinde düzenlenen “suç üstlenme” suçunda ise failin, yetkili
    makamlara, gerçeğe aykırı olarak, bir suçu işlediğini veya suça katıldığını bildirmesi gerekir.
    Suç üstlenmede, üstlenilen suçun gerçekte hiç işlenmemiş veya başka bir kişi tarafından işlenmiş olmasının önemi yoktur. Madde gerekçesinde de “Kişi, gerçekte hiç işlenmemiş ……. olan bir suçu kendisinin işlediğinden bahisle, bildirimde bulunmuş olabilir.” denilerek bu husus vurgulanmıştır. Buna göre her iki suçun konusunu da “işlenmemiş bir suç” oluşturabilmektedir. Ancak iki suç arasındaki en önemli fark, suç uydurmada şüpheli olarak hiçbir isim bildirilmediği halde suç üstlenmede şüpheli olarak kişi kendi adını bildirmektedir. Kişinin, suçun şüphelisi olarak kendisi dışındaki yaşayan gerçek bir kişiyi bildirmesi durumunda ise iftira suçu oluşacaktır. Zaten suç üstlenme bir bakıma kişinin kendisine karşı iftirada bulunmasıdır.
    Somut olayda; sanık İ.. K.. olay günü saat 21.58 de M.. A.. adlı kişinin cep telefonundan 155 nolu polis ihbar hattını arayarak, uyuşturucu madde satan İ.. K.. adlı şahsın 30 yaşlarında olup, babasının adının Mehmet olduğunu, ikameti olan İstasyonaltı Mahallesi Yaprak Sokak numara 58 de bulunduğunu, 10-15 dakika önce İzmir Kuruçay’dan Ahmet isimli şahıstan 7-8 kğ esrar getirdiğini bildirmiştir. Sanık aynı gün saat 22.19 da bu kez Ö.. D.. adlı kişinin cep telefonundan 155’i arayarak arkadaşı olan İdris’in evinin önünde beklediğini, ekibin gelmediğini, bu şahısların yakalanmasını istediğini, şahsın malı kaçıracağını belirterek ikinci bir ihbarda bulunmuştur. Arayan numaralardan M.. A.. ve Ö.. D.. adlı kişilere ulaşılmış, kendilerinin 155 polis ihbar hattını aramadıklarını, telefonlarını sanığın ödünç alarak kullandığını beyan etmeleri üzerine de sanık yakalanmıştır. Adı geçen kişiler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, sanık ise alkolün etkisi ile bahsi geçen ihbarları yaptığını kabul etmiştir.
    Sanık 155 polis ihbar hattını arayarak, kendisini uyuşturucu madde ticareti yapan kişi olarak ihbar etmiştir. Kendi adını, soyadını, baba adını ve ikamet adresini doğru olarak bildirmiştir. Yukarıda da bahsedildiği gibi bir bakıma kendisine karşı iftirada bulunmuştur. Polise gerçekte işlenmemiş olan bir suçu bildirmiş, suçun şüphelisi olarak da kendisini göstermiştir. Bu nedenle eylem “suç üstlenme” suçunu oluşturmaktadır. Bu suç değişik saiklerle işlenebilmektedir. Örneğin sırf kış aylarını cezaevinde geçirmek için “uydurulmuş” bir suçun “üstlenildiğini” görmekteyiz. Bu durumda dahi kişi şüpheli olarak kendisini bildirdiği için “suç üstlenme” suçu
    oluşacaktır. Oysa “suç uydurma” suçunun oluşabilmesi için yetkili makamlara gerçek bir şüpheli isminin bildirilmemesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, hükmün “sanığın eyleminin TCK’nın 270. maddesinde tanımlanan suç üstlenme suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıyla hüküm kurulması” gerekçesiyle bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun suç vasfındaki kabule ilişkin görüşüne katılmıyorum.


































    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi