7. Ceza Dairesi Esas No: 2016/3267 Karar No: 2020/2398 Karar Tarihi: 17.02.2020
4733 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2016/3267 Esas 2020/2398 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında 4733 sayılı Kanuna muhalefetten açılan davada yerel mahkeme tarafından verilen hüküm temyiz edilmiştir. Gümrük İdaresi vekilinin vaki temyiz inceleme isteği, suçtan dolayı doğrudan zarar görmeyen bir taraf olduğu için reddedilmiştir. Sanığın kaçakçılık suçu işleyip işlemediği konusu değerlendirilirken daha önce kesinleşen bir dosyanın getirilip incelenmesi, eylemin TCK'nun 43. maddesi kapsamında değerlendirilmesi halinde kesinleşen cezanın mahsubunun düşünülmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararına atıfta bulunularak suçun işleniş biçimi, işlenme özellikleri, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre gibi faktörler birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. Kanun maddeleri 4733 sayılı Kanun, 5320 sayılı Yasa, 1412 sayılı CMUK, ve TCK'nun 43. maddesi olarak belirtilmiştir.
7. Ceza Dairesi 2016/3267 E. , 2020/2398 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 4733 sayılı Kanuna muhalefet HÜKÜM : Sanık ... hakkında hükümlülük, erteleme, tasfiye; diğer sanık hakkında beraat
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; I) Katılan ... İdaresi vekilinin temyiz talebine yönelik yapılan incelemede; Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen, davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmayan Gümrük İdaresi vekilinin vaki temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince REDDİNE, II) Sanık ..."nin temyiz talebinin incelenmesinde; Dairemizce kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.04.2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK"nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından; İncelemeye konu iş bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 15.06.2012, iddianame düzenlenme tarihinin 11.10.2013 olduğu, Dairemizde aynı gün incelenen 2018/17071 Esas sayılı dosyasında (Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/148 Esas, 2015/228 Karar sayılı dosyasına ilişkin) suç tarihinin 24.08.2012, iddianame düzenlenme tarihinin 30.01.2013 olduğu, UYAP"tan yapılan kontrolde Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2018/771 Esas sayılı derdest dosyasına ilişkin suç tarihinin 18.12.2012, iddianame düzenlenme tarihinin 27.03.2015 olduğu , Sanık hakkında temyizde onanarak kesinleşen Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/72 Esas, 2013/475 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 01.08.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 18.02.2013 olduğu anlaşılmakla; Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK"nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından, sanığa ait kesinleşen dosyanın getirtilip incelenerek ilgili belgelerin örneklerinin dosya arasına konulması, eylemin TCK"nun 43. maddesi kapsamında değerlendirilmesi halinde kesinleşen cezanın mahsubunun düşünülmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 17.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.