20. Ceza Dairesi Esas No: 2017/6398 Karar No: 2020/2460 Karar Tarihi: 03.06.2020
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2017/6398 Esas 2020/2460 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, sanığın hakkında verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri nedeniyle \"hükmün açıklanmasının geri bırakılması\" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı belirlenmiştir. İkinci bir suç nedeniyle açılan farklı bir davada da sanık hakkında kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle \"davanın düşmesine\" karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, sanığın genç yaşı nedeniyle cezasında indirim yapılmamış ve ilgili kanun maddeleri yeterince gözetilmemiştir. Detaylı kanun maddeleri ise TCK'nın 191. maddesi, 85. maddesi ve 5320 Sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddedir.
20. Ceza Dairesi 2017/6398 E. , 2020/2460 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : OSMANİYE 2. Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : 1-)Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra, işlemiş ise 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile karar verilmesi, 2-) 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmü gözetildiğinde dosya kapsamına göre; sanığa Osmaniye Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünün 21.07.2014 tarihli çağrı davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu ve 01.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği ; ancak sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtaratta bulunulmadığının anlaşılması karşısında; sanığın ilk çağrıya uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi, 3-)Kabul ve uygulamaya göre de; a-) Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanık hakkında TCK’nın 31/3. madde ve fıkrası uyarınca hapis cezasında indirim yapılması gerektiği gözetilmeyerek fazla ceza tayin edilmesi, b-)Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, c -)Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürülüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı uygulanıp karşılaştırma ve somutlaştırma yapılması sonucuna göre lehe Kanun’un tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 03/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.