10. Ceza Dairesi Esas No: 2017/2429 Karar No: 2019/3984 Karar Tarihi: 18.06.2019
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2017/2429 Esas 2019/3984 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Ceza Mahkemesi tarafından görülen bir davada, sanık uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanması gerekirken, hapis cezası adli para cezasına çevrilmiştir. Sanığın adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, daha önce aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı ve sanığın suçu işlediği tespit edildiği için temyiz itirazları reddedilmiş ve hüküm onanmıştır. Kararda, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olarak işlemlerin yapıldığı ve eylemin suç tipi ile yaptırımlar
10. Ceza Dairesi 2017/2429 E. , 2019/3984 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine verilen hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : CMK"nın 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca, denetim süresi içinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması gerekirken, önceki hükümle belirlenen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmek suretiyle yeni bir hüküm kurulması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandıktan sonra, yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğundan, bu husus dikkate alınarak yapılan incelemede; Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 18/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.