21. Hukuk Dairesi 2016/5762 E. , 2017/8193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 27/05/2007 tarihinden itibaren davalı apartman yöneticiliği nezdinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı işyerinden yapılmış herhangi bir hizmet bildiriminin olmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Denetmenliğinin İşyeri Kayıt ve İnceleme Tutanağında apartman yönetimi karar defterinde şikayetçi davacının adına rastlanmadığı, 14/04/2007 tarihli kararda davacının eşi ... in yeni apartman görevlisi olarak eski aprtman görevlisinin evinde oturacağı, apartmanın günlük işlerini ve apartman yöneticiliğini yürüteceği, 06/04/2008 tarihli kararda ... in yönetici olarak seçildiğive 13/04/2013 tarihinde ... in apartman yönetticiğine son verilmesine kadar geçen sürelerde kişi için yönetici ibaresinin kulanıldığı , apartman görevlisi tabirinin bir daha kullanılmadığı, 05/06/2010 tarihli kararda " apartman görevlisine 15.7.2010-5.8.2010 tarihleri arasında izin verildiği, apartmanda servis olmayacağı" ibaresinin kullanıldığı,İşletme Defteri incelendiğinde ücret ödmemesi olarak sadece yönetici maaşı kaydına rastlanmış, apartman görevlisi veya kapıcı ücreti ibaresiyle bir kayda rastlanmadığı, Gelir- Gider belgeleri incelendiğinde davacıya ödenen ücret bulunmadığı tespitlerini yapıldığı, davacının eşinin ihtilaf konusu dönemde önce 506 sayılı Yasa kapsamında daha sonra 5510 sayılı Yasa"nın 4/c maddesi kapsamında sigortalılığı bulunduğu, dinlenen davacı tanıklarının davacının davacının davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır
Yapılacak iş; dava konusu dönem içerisinde; davalı apartmana ait kapıcılık hizmetlerinin davacı tarafından mı yoksa eşi tarafından mı yapıldığı hususu açıklığa kavuşturulmalı, davacının eşinin nerede ve ne şekilde, ne zamandan itibaren çalıştığı üzerinde durulmalı, dava konusu dönemi kapsayacak şekilde apartman karar defterinden uzunca yıllar binada oturanların tespiti ile beyanlarına başvurulmalı, komşu apartman sakinleri, yakın esnaf ve komşu işyeri çalışanları da tanık olarak dinlenmeli, dinelenen tanıkların hizmet döküm cetvelleri getirtilmeli, davacının eşinin kapıcılık hizmetini yapıp yapmadığı, yapıyor ise, davacının yaptığı hizmetlerin eşine yardım niteliğinde olup olmadığı belirlenmelidir. Davacının apartmanda kapıcılık hizmetlerini yaptığının tespiti halinde ise, davalı apartmanın büyüklüğü, daire sayısı, bahçesi olup olmadığı, varsa büyüklüğü, ısınma sistemi araştırılıp, gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak davacının mutad kapıcılık hizmetlerini part-time çalışma ile gerçekleştirip gerçekleştirmediği saptanarak sonucuna göre karar verilmeli, part-time çalıştığının kabulü halinde ise, davacının sürekli olarak bir günde kaç saat çalıştığı, giderek haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenerek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışma bir günlük çalışma hesabı ile kaç işgücüne karşılık olduğu hususunda bir uzman bilirkişinin görüşü alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
24/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.