20. Ceza Dairesi Esas No: 2015/14944 Karar No: 2017/3686 Karar Tarihi: 07.06.2017
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/14944 Esas 2017/3686 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, suçlu olarak bulunan sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 191. maddesi hükümlerinin karşılaştırılması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, sanığın daha önce başka bir dava hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı suçlu bulunup bulunmadığı belirlenmeden hüküm kurulmaması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, sanıkların bu suçları işlemesi halinde hangi tedbirlerin uygulanabileceği de detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Ayrıca, 6545 sayılı Kanun ile TCK'nın 191. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle sanık hakkında verilen mahkumiyet kararının kanuna aykırı olduğu ve bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri olarak 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesi, hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 191. maddesi, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesi, aynı Kanun'un 85. maddesi ve 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası belirtilmiştir.
20. Ceza Dairesi 2015/14944 E. , 2017/3686 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : 5. Çocuk Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 1-Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürülüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı değerlendirilip karşılaştırma yapılması, sonucuna göre lehe Kanun tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması, 2-Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra; a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına", b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
./.. Kabule göre de; 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmü gereğince sanığa Bakırköy Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü"nün çağrı yazısı ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu; ancak sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtaratta bulunulmadığının anlaşılması karşısında; sanığın ilk ihtarata uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, bozma nedenleri dışında diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 07.06.2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.