7. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/1590 Karar No: 2014/9430 Karar Tarihi: 28.04.2014
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/1590 Esas 2014/9430 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2014/1590 E. , 2014/9430 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Adana 3. İş Mahkemesi Tarihi : 24/10/2013 Numarası : 2008/355-2013/698
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de; HUMK"nun 435.maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalı işyerinde 1.12.1997 tarihinden beri işyeri doktoru olarak çalıştığını, ücretlerinin eksik ödenmesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğinden bahisle kıdem tazminatı ve ücret farkı alacağı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının ücretinin eksik ödenmesinin sözkonusu olmadığını iş akdini feshetmesini haklı kılacak bir nedenin olmadığı, ancak aile hekimi olmak için ayrıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının ücret alacağı olduğunun anlaşılmasına göre haklı nedenle iş akdini feshettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının kıdem süresinin tespiti ve faiz başlangıcı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, taraflar arasında yapılmış olan iş akdinin 13.maddesine göre, davacının çalışma saati aylık 70 saat olarak kabul edilmiş ve Türk Tabipler Birliğinin belirlediği ücretin altına düşmeyecek ücret ödeneceği konusunda anlaşmaya varmışlardır. Bu nedenle eksik ücret ödenmesi nedeniyle haklı feshin varlığı ve davacının kıdem tazminatını hak ettiği konusunda verilen karar yerindedir. Davacının 1.12.1997- 24.8.2008 tarihleri arasında çalıştığı da uyuşmazlık dışıdır. Bilirkişi tarafından bu aradaki kıdem süresi 10 yıl 7 ay 27 gün olarak belirlenmişse de bu hesaplama hatalı olup doğrusu 10 yıl 4 ay 27 gün olacaktır. Bu durumda davacının kıdem tazminatı alacağı fazla hesaplanmış olup, verilen karar isabetsiz olup karar bozulmalıdır. 3-Ayrıca, davacı, dava açmadan önce 28.4.2008 tarihinde çektiği fesih ihtarnamesi ile alacaklarının da ödenmesini talep ederek davalıyı temerrüde düşürmüştür. Her ne kadar mahkemece temerrüt olgusu kabul edilmişe de, miktar olarak bir kısım alacakların bu ihtar kapsamı dışında kaldığı kabul edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Bu kabul olaya uygun değildir. Çekilen ihtarnamede miktar belirtilmese bile, ilgili muhataba tebliği ile alacağın tamamı yönünden temerrüt gerçekleşmiş olur. Hal böyle olunca, davacının tüm ücret alacağının, temerrüt tarihi olan 28.4.2008 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şeklide karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde taraflara iadesine, 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.