17. Hukuk Dairesi 2016/11567 E. , 2019/7145 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacıya sigortalı konutun su tesisatının kötü yapımı nedeniyle konutun parkelerinde hasar oluştuğunu ve tüm parkelerin yenilenmek zorunda kalındığını, konutun yapımını gerçekleştiren ve davacı sigortalısına satışını yapan davalıların zarardan sorumlu olduğunu, sigortalıya ödenen 4.992,00 TL hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan takibe davalıların itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacı sigortalısının konutu 01.08.2013 tarihinde dava dışı ... adlı kişiden satın aldığını, malın ayıplı olmasından satıcının sorumlu olduğunu ve davalılara husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı tarafından sigortalanan ve hasar gördüğü için sigortalısına ödeme yapılan konutun, davacı sigortalısı tarafından 06.05.2011 tarihinde dava dışı ..."den satın alındığı, davalıların pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacıya sigortalı konutun satıcısı olduğu iddiası ile husumet yöneltilen davalı ... İnşaat Ltd. Şti"nin husumet ehliyetinin bulunmadığına ilişkin mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalılardan ..."nın sigortalı konutun bulunduğu binayı inşa eden yapı müteahhidi olduğunu iddia ederek bu davalıya husumet yöneltmiş; mahkeme ise, sigortalı konutun satıcısı olmayan bu davalıya da husumet düşmeyeceğini kabul ederek her iki davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar vermiştir. Adı geçen davalıya yapı müteahhidi sıfatı nedeniyle husumet yöneltildiği için, mahkemenin gerekçe ve kabulü doğru olmamıştır.
Davaya konu hasar tarihi ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 470 vd. maddelerinde eser sözleşmeleri düzenlenmiştir. TBK"nun 470/1. maddesinde "yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir" denilerek eser sözleşmesi tanımlanıp unsurları belirlenmiş; Kanun"un 471 vd. maddelerinde yüklenicinin borçları düzenlenmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler gereği; yüklenici, basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun biçimde, üstlendiği edimleri sadakat ve özenle ifa etme; işin yapımında ayıpsız malzeme kullanma yükümlülüğü altındadır. TBK"nun 472/1. maddesine göre, işin yapımında kullanılacak malzemenin yüklenici tarafından sağlandığı durumda, yüklenici bu malzemenin ayıplı olması yüzünden işsahibine karşı satıcı gibi sorumlu olacaktır. TBK"nun 475. maddesi ile de, eserin ayıplı yapımı nedeniyle yüklenicinin sorumluluğu ve iş sahibinin seçimlik hakları düzenlenmiş olup, ayıbın giderilmesi için eserin ücretsiz onarımını isteme hakkı ile genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı, seçimlik haklar arasında kabul edilmiştir.
Diğer taraftan; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un 4/2. maddesinde, ayıplı mal satımı nedeniyle tüketicinin satıcıya karşı olan seçimlik hakları düzenlendikten sonra, "... tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir" denilerek ayıplı mal imalatçısının sorumluluğu kabul edilmiştir. Anılan Kanun"un 4/3. maddesinde, imalatçı/üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı... ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur... Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar" denilerek, ayıplı malda sadece satıcının değil, ayıplı malı imal edenin de tüketiciye karşı zarardan müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Davaya konu somut olayda; davacıya sigortalı konutun 21.04.2011 tarihinde ... Yapı Koop. adına tescilinin yapıldığı ve 01.08.2013 tarihinde, tüketici konumunda olan davacı sigortalısına dava dışı 3. kişi tarafından satıldığı tapu kaydından anlaşılmaktadır. Davacı yan, sigortalı tarafından satın alınan konutun su tesisatının ayıplı yapımı nedeniyle dahili su hasarı oluştuğu ve davalı ..."nın konutu imal eden yapı müteahhidi olduğu iddiasında bulunduğuna göre, yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri dahilinde, adı geçen davalı yönünden konut imalatçısının sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılması gerektiği açıktır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; TBK"nun eser sözleşmelerine ilişkin düzenlemeleri ile Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un ayıplı mal imalatçısının sorumluluğuna ilişkin düzenlemeleri gereği, sigortalı konutun yapı müteahhidi olduğu iddia edilen davalı yönünden taraf delillerinin toplanıp değerlendirilmesi; bahsi geçen mevzuat hükümlerine göre yapı müteahhidi davalının hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve hatalı gerekçeyle, yazılı biçimde, husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.