Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlattığını, takibe konu senetteki keşideci imzasının müvekkilinin eli ürünü olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline ve %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu senedin davacı borçlu ve kardeşi tarafından müvekkilinden alınan mallara karşılık olarak verildiğini, davacının iddialarının hukuki olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, senetteki imza incelemesi yönünden dosyanın ve senet aslının Adli Tıp Kurumu"na gönderildiği, eksik imza nedeniyle Adli Tıp Kurumu"ndan dosyanın iadesi aşamasında senet aslının kalem personeli tarafından kaybedilmesi neticesinde imza incelemesinin senet fotokopisi üzerinde yaptırıldığı, bilirkişi raporunda senetteki imzanın davacının eli ürünü olmadığının belirlendiği, bu durumun gözle görülebilir şekilde belirgin olduğu, senedin mal teslimi karşılığında verildiği iddiası yönünden davalıya yemin teklif hakkının hatırlatıldığı, ancak davalının bu hakkını kullanmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-) Davalı vekilinin tazminata ilişkin temyizine gelince; imzası inkar edilen senet altındaki imzanın davacı borçluya ait olduğu hususunun ispat yükü davalı alacaklı üzerinde ise de somut olayda senedin kaybolması nedeniyle bilirkişi incelemesi yaptırılamadığından ve senet fotokopisi üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinin hükme alınmasının doğru bulunmamasına göre senede dayalı olarak takip başlatmasında kötüniyeti ispatlanamayan davalı aleyhine tazminata hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.