Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/1399 Esas 2014/9424 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1399
Karar No: 2014/9424
Karar Tarihi: 28.4.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/1399 Esas 2014/9424 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı işçi, siyasi propaganda yaptığı gerekçesiyle haklı neden olmadan işten çıkarıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödenmesini istemiş, davalı ise iş akdini devamsızlık nedeniyle feshettiğini savunmuştur. Mahkeme, davalının haklı fesih ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, davacının kıdeme esas çalışma süresi ve alacaklarına ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi konularında uyuşmazlık bulunmuştur. Hesap bilirkişisi, davacının toplam çalışma süresinin 3 yıl 18 gün olduğunu belirlemiş, mahkeme de bu süreye göre kıdem tazminatı hüküm altına almıştır. Ancak, hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Davacının talep ettiği süredeki bildirim 802 gün olduğundan, alacakları bu süre esas alınarak hesaplanması gerekmektedir. Davacının ıslah dilekçesinde faiz talebi bulunmadığından, mahkemece isabetsiz bir şekilde hüküm altına alınan miktarların dava tarihinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmiştir. Bu nedenlerle, temyiz itirazları kabul edilerek karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6100 sayılı yeni kanun ile değiştirilen belirsiz alacak davası ile ilgili hükümleri
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu.
7. Hukuk Dairesi         2014/1399 E.  ,  2014/9424 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Yalvaç Asliye Hukuk Mahkemesi
    (İş Mahkemesi Sıfatıyla)
    Tarihi : 12/09/2013
    Numarası : 2010/152-2013/404

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı, davalı işyerinde işçi olarak çalışırken iş akdini siyasi propaganda yaptığı gerekçesiyle haklı neden olmadan feshedildiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
    Davalı, davacının iş akdinin devamsızlık nedeniyle feshedildiğini hataen siyasi propaganda yaptığı bildirilerek ihbarda bulunulduğunu, ancak asıl sebebin bir hafta işe gelmemesi olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, davalının haklı feshi ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davacının kıdeme esas çalışma süresi ve alacaklarına ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut olayda, davacı, dava dilekçesinde, davalı işyerinde 2.10.2006-7.4.2009 tarihleri arasında 2 yıl 6 ay 5 gün çalıştığını belirterek kıdem tazminatı talebinde bulunmuştur. Ancak hesap bilirkişisi, hesaplama yaparken davacının, 10/01/1997-06/05/1997, 18/12/1998-15/06/1999 ve 17/09/200 6-20/12/2006 tarihleri arasında geçici işçi olarak çalıştığı, 15/04/2007-07/04/2009 tarihleri arasında ise daimi kadroda çalıştığı, buna göre davacının tazminata esas toplam çalışmasının 3 yıl 18 gün olduğunun kabulü ile kıdeme esas süreyi belirlemiştir. Mahkemece de bu süreye ve hesaplanan miktara göre kıdem tazminatı hüküm altına alınmıştır. Ancak HMK "nun 26.maddesine göre hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Davacının talep ettiği süredeki bildirim 802 gün olup 2 yıl 2 ay 22 gün olduğunun tespit edilmesine göre davacının alacaklarının bu süre esas alınarak hesaplanması gerekirken, hatalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak 3 yıl 18 gün üzerinden davacının talebini aşar şekilde hesaplanan kıdem tazminatına hükmedilmesi hatalıdır.
    Yapılacak iş, davacının hizmet süresine ilişkin talebi gözetilerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağını yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak hesaplattırmak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
    3-Davacının 12.9.2013 harç tarihli ıslah dilekçesinde ıslah edilen miktarlar yönünden faiz talebi bulunmamaktadır. Islahla artırılan miktarlar yönünden faize hükmedilmemesi gerekirken mahkemece dava tarihinin 2010 yılı olduğu ve bu tarihte 1086 sayılı HMUK"nun yürürlükte bulunduğu, belirsiz alacak davasının ancak 6100 sayılı HMK"nun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren açılabileceği hususu gözden kaçırılarak; ıslah edip hüküm altına alınan miktarların dava tarihinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmiş olması da isabetsiz olmuştur.
    O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, davalıya iadesine, 28.4.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.